Kediler Neden Tırmalar?

Kediler sahiplerine sadık olmalarının yanı sıra oldukça da eğlenceli canlı türleri arasında yer alırlar. Doğaları gereği oynarken, ya da sizin fark etmeden yaptığınız hareketleri doğadaki yaşantılarıyla bağdaştırıp bu hareketleri sizin amacınızdan farklı algıladığında, zaman zaman ısırmaları ile beraber tırmalama huyları ortaya çıkabilir. Bu yazımızda sizlere “kediler neden tırmalar?” sorusuna cevaplar vereceğiz.

Kediler agresif hareketler sergiledikleri zamanlarda tırmalama eylemi içerisine girebilirler. Tırmalama durumumun ortaya çıkması, kedilerin sağlığı açısından büyük bir öneme sahiptir. Kediler tırmalama eylemi ile vücutlarının tamamında germe ve sırt kaslarında oluşan gerginliği en aza indirme avantajını elde ederler. Ayrıca kediler tırmalama işlemleri ile pençelerinin dış katmanlarında sergiledikleri enerjiyi artırırlar. Böylelikle pençelerinin alt kısımlarında bulunan keskin katmanlar ortaya çıkar. Kediler, ellerine geçirmiş oldukları herhangi bir oyuncakta tırmala içgüdülerini daha çok geliştirirler.

Kediler Tırmalama Huylarından Nasıl Vazgeçer?

Kediler zaman zaman birçok nedene bağlı olarak tırmalar. Bu anlamda kediler içgüdüsel olarak alanını işaretleme amaçlı veya yine içgüdüsel olarak tırnaklarını törpüleme amaçlı tırmalama eylemi içerisine girebilirler. Kedilerin tırmalama huyundan vazgeçirmek oldukça güçtür. Ayrıca tırmalama huylarından vazgeçirmek, kedilerin sağlığı açısından da doğru bir alternatif değildir.

Kedilerde tırmalama özellikle ev içerisinde bulunan eşyalardan dolayı sahibi açısından hoş olmayan durumlar ortaya çıkarabilir. Kedilerin tırmalamasından kaynaklı olarak eşyaların deforme olması, ev içerisinde bulunanların huzurunu kaçırır. Bu neden ile tırmalama huyunun en aza indirilmesi ve ev içerisinde eşyaların zarar görmemesi için bazı alternatifler veya kediler için özel olarak üretilen alternatifler değerlendirilebilir.

Kedilerin Tırmalaması İçin Uygun Eşyalar Nelerdir?

Kedilerin tırmalama zamanlarında zararı en aza indirmek için tırmalama işlemi için üretilen parçalar pet shoplar tarafından alıcısına ulaştırılır. Tırmalama döneminde olan kediye alternatif sağlamak için öncelikle tırmalama tahtası/ağacı en ideal seçimdir. Tırmalama tahtası/ağacı alırken, kedinin yaşı büyük bir önem taşıdığından, yetişkin ve egzersiz yapan bir kedi için sağlam bir tırmalama ağacı alınmalıdır.

Tırlama tahtası/ağacı, kedinin normal olarak tırmalamış olduğu yerin yakın bir bölgesine yerleştirilmeli ve kedi tırmalamış olduğu yer yerine tırmalama tahtasını/ağacını seçtiğinde ödül bisküvisi/maması ile ödüllendirilmelidir.

Kediler Tırnaklarını Neden Tırmalar?

Kediler için tırmalama bölgeyi belirlemenin en doğal yöntemleri arasında yer alır. Kediler tırmalama işlemleri sonrasında oldukça etkili bir esneme hareketi kazanırlar. Tırmalama hareketlerini yalnızca eşyalara karşı değil kendi tırnaklarına karşı da yaparlar. Böylelikle tırnaklarının daha sivri ve keskin olmasını sağlarlar. Ayrıca tırmalama ile bırakacakları fiziksel işaretlerin yanı sıra hormonal salgılar/feromonlar da üretilir.

Tırmalama Alanını Nasıl Değiştiririz?

Öncelikle tırmalanmasını istemediğimiz bölgeyi temizliyoruz. Temizleme işleminde koku gidericilerden veya doğal sabunlardan yararlanabiliriz. Böylelikle eşyalardan kedilerin pati ile bıraktıkları ”bölge mesajlarını” temizliyoruz.

Kool Kat Home Spreyi temizlediğimiz alana sıkıyoruz. Kedilere ”mutluluk” ve ”güven” sinyalleri vererek tırmalamasını önlüyoruz. Gerekli oldukça spreyi kullanmaya devam ediyoruz.

Tırmalama kedilerin doğasında bulunduğu için mutlaka tırlama tahtası alıyoruz. Tırlama tahtasını kedinin eski tırmalama alanına yakın yerleştiriyoruz.

 

Köpeklerde Ağız ve Diş Bakımı Nasıl Olmalıdır?

Köpeklerde ağız ve diş sağlığı oldukça önemlidir. Köpek sahipleri; köpeklerinin ağız ve diş sağlığını nasıl koruyacakları konusunda genellikle kaygılanmaktadırlar. Bu noktada akıllara “Köpeklerde ağız ve diş bakımı nasıl olmalıdır?” sorusu gelmektedir. Aslında köpeklerin ağız ve diş bakımları biz insanlara göre daha kolaydır. Dostlarımızın dişleri oluşan çürük ve bakterilere karşı daha dirençlidir. Sizler için köpeklerde ağız ve diş bakımının nasıl yapılacağı konusunu maddeler halinde açıkladık;

  • Köpeklerinizin dişlerini temizlemek için iyi bir diş fırçasına ihtiyacınız vardır. Diş fırçası satın alırken çift başlı olmasına özen göstermeniz önemlidir. Bu fırçalar 45 derecelik açı ile yerleştirilmiştir. 45 derecelik açıya sahip bu diş fırçaları sayesinde köpeğinizin diş bakımını rahat bir şekilde yapabilirsiniz.
  • Köpeğinizi diş fırçasına alıştırmak ilk etapta zor olabilir. Bazı köpekler dişlerinin fırçalanmasını istemez ya da bu işlem gerçekleşmemesi için sizlerle inatlaşır. Bu noktada diş fırçalama olayını eğlenceli bir etkinliğe dönüştürmeniz önemlidir. Bu şekilde köpeğinizi diş fırçasına rahat bir şekilde alıştırabilir, stresten uzak bir biçimde; diş sağlığını koruyabilirsiniz.
  • Eğer yavru bir köpeğe sahipseniz, bu sizin için bir avantaj! Genellikle yavru köpekler bu tür eğitimlere daha yatkındır. Bu nedenle yavru köpeğinize diş fırçalama rutine alıştırmak için tam zamanı olabilir.
  • Diş fırçasının yanı sıra diş macunu seçimi de köpeklerinizin diş bakımı için oldukça önemlidir. Diş macunu tercihiniz tabi ki köpeklere uygun diş macunlarından yana olmalıdır. Şu noktayı unutmamanız gerekir ki; insanlar için kullanılan diş macunları florür içermektedir. Florür maddesi köpekler için zehirleyici bir maddedir.
  • Köpeklerin diş yapıları benzer olsa da diş yapılarının hassasiyeyi tamamen farklıdır. Bu noktada köpeğinizin kuru mama tüketmesini sağlayabilirsiniz.
  • Köpeklerinizin diş kaşımasına yardımcı olun. Diş kaşıma oyuncaklarından ya da kemiklerinden edinebilirsiniz. Bu durum köpeğinizin çenesinin güçlenmesinde de yardımcı olacaktır.
  • ProDen PlaqueOff® kullanarak köpeğinizin ağız ve diş bakımını yapabiliriz. Köpeğinizin ağız flora yapısı ile çalışır, mevcut tartarları çözer ve yeni tartarların birikmesini önleyen bir etki yaratır. Klinik olarak kanıtlanmış, olumlu sonuçlar oluşturur. Veteriner hekimler tarafından önerilmektedir. 
  • ProDen PlaqueOff® sizlere kullanım kolaylığı sunması ve hızlı etkisiyle dünyada en çok satan ağız ve diş bakım ürünleri arasına girmeyi başarmıştır.

Köpeklerde Diş ve Ağız Bakımı Rutini

Köpeklerinizin diş ve ağız bakımı rutinini evde kolaylıkla sağlayabilirsiniz. Ancak bu bakım için belirli periyodlarla veteriner hekim desteği de önemlidir. Eğer köpeğinizde aşağıda yer alan belirtiler bulunuyorsa, kısa süre içerisinde veteriner kliniğini ziyaret etmeniz önerilmektedir. 

  • Kırık dişler
  • Yoğun bir şekilde ağız kokusu
  • Yüz ya da ağızda pençe izi veya ağızdan kan gelmesi
  • Depresyon
  • Ağız içi şişlikler
  • Yeme ve içme rutininde ciddi derecede değişiklikler
  • Aşırı salya akıntısı durumu
  • Eksik ya da yanlış hizalanmış olan diş yapısı.

Ync  Oral Cure ile ağız ve diş bakımı yapmak artık çok kolay. Sprey diş etine sıkıldıktan sonra;

  • Dişetinde mikrosirkülasyonu arttırır.
  • Ağız florasında zararlı bakterilerle savaşır.
  • Uzun dönem kullanımda diş taşlarını parçalar.
  • Ağız kokusuna engel olur
  • Diş etinde dolaşımı hızlandırıcı, antienflamatuar, çürük önleyici ve antitartar özellikleri vardır.
  • Ağız kokusuna engel olur
  • Dişleri beyazlatır.
  • Kötü ağız kokusuna neden olan patojen bakterileri öldürür.
  • Diş eti kanamalarını tedavi eder, engeller.

Kedi ve Köpeklerde Dış Parazit Neden Olur? Belirtileri Nelerdir?

Parazitleri herhangi bir canlıya bağımlı olarak yaşamını sürdüren ve ihtiyaçlarını üzerinde bulunduğu canlıdan karşıladığı için bu sırada çeşitli hastalıkları ona taşıyabilen mikroorganizmalar olarak tanımlayabiliriz. Üzerinde yaşadığı canlının besinlerine ortak olan parazitler bu şekilde yaşamlarını sürdürürler. Böylelikle canlının hastalanmasına ve bitkin düşmesine neden olurlar.

En yaygın görülen ve bulunduğu canlıya hali hazırda taşıyor oldukları mikroorganizmaları bulaştırabilecek olan dış parazitler:

  1. Pireler: Genellikle siyah renge sahip pireler gözle görülebilir. Çok hızlı şekilde hareket ederler. Hızlı hareketlerin yanı sıra sıçrama kabiliyetleri de vardır. Toplamda 30 gün yaşamlarını sürdürebilirler. Bulundukları konakçıda üreyebilir ve yumurtalarını bırakabilirler. Nemli ve karanlık ortamları seven pireler genellikle ormanlık, otluk ve çalılık gibi alanlarda yoğun bir şekilde bulunurlar. Köpek ve kedilerinizi dışarı çıkardığınızda minik dostlarınız, pirelerin bir konakçısı olurlar. Genellikle bulunması zordur. Kulak çevresi, koltuk altı, boyun ve kasık bölgelerinde gözlemlenebilirler. Vücuttaki kanı emerek beslenen pireler taşıdıkları kan parazitlerini konakçıya bulaştırabilir, fark edilmedikleri zaman minik dostlarınızda belirli ve kalıcı hastalıklara da sebep olabilirler.
  2. Keneler: Keneler de yine pireler gibi hayvanlarınızda birçok hastalığa sebep olabilecek ektoparazitlerdir. Yine hayvanlarınızın vücutlarında gözle görülebilir bir şekilde yer alırlar. Kenelerin ağızlarında çengelli bir yapı bulunmaktadır. Hayvanlarınızın vücuduna yerleştiği zaman çengellerini derilerine geçirirler ve bu nedenle el ile hareket ettirmek çok tehlikeli ve neredeyse imkansızdır. Deri üzerinde tespit edildiğinde eğer el yardımıyla tutup çekilirse kafaları içerde kalır. Bu durum da hayvanınızın derisinde apseye sebep olur. Yine keneler de gölgelik ve nemli olan otlarda, toprakta ve ağaçlarda yer alırlar. Keneler özellikle köpeklerde görülen “Lyme” hastalığını bulaştırdıkları gibi, çeşitli türleri daha farklı hayati riskler barındıran hastalıklara da taşıyıcılık edebilir.
  3. Bitler: Isırıcı bitler ve Emici bitler olmak üzere iki farklı türü vardır. İki tür de genellikle tımarsız ve bakımsız hayvanlarda daha yaygın bir şekilde görülmektedir. Hayvanların boyun, baş ve sırt bölgelerinde yaygın olarak görülür. Kıllar arasında rahatlıkla fark edilirler. Konuk olarak hayvanların derideki lezyonlarını ve deri döküntülerini tercih ederler. Bu şekilde beslenirler. Hayvanlardan insanlara geçmezler. 

Emici bitler daha yaygın olarak görülmektedir. Kan emerek hayatlarına devam ederler. Üreme hızları oldukça yüksektir. Genç olan köpeklerde ve genellikle uzun tüyleri sahip köpeklerde daha yaygın şekilde görülürler. Sayı olarak oldukça fazla olmalarından kaynaklı; gelişme geriliği, anemi, az ya da çok kaşıntı, zayıflama kıl dökülmeleri ve hafif deri lezyonlarına sebep olurlar.

  • Uyuz etkenleri: Sarcoptes, Demodex ve Otodectes en sık görülen uyuz türleridir. Sarcoptes ve Demodex deriye yerleşir. Otodectes ise kulak uyuzudur. Genel olarak tüm türleri kaşıntı ve lezyonlarla seyreder. Tedavisi oldukça zor, inatçı etkenlerdir. Uyuzla birlikte genelde sekonder bakteriyel lezyonlara da sebebiyet verebilirler.

Dış Parazit Nedenleri

Dış parazit ilaçlamaları (dış parazit aşısı da denir ama esasen rutin bir ilaçlamadır) tam olmayan ve diğer hayvanlarla teması bulunan kedi ve köpeklerde dış parazit daha yaygın şekilde görülebilmektedir. Parazitler başka hayvanların eşyalarını kullanma ve çeşitli mekanizmalar nedeni ile ortaya çıkabilir. Dış parazitin etkilerinin görüldüğü hayvanlardan, kendi hayvanlarınızı uzak tutarak; dış parazitin yayılma ve bulaşma ihtimalinin önüne geçebilirsiniz. Ayrıca köpeğinizi ya da kedinizi gezdirdiğiniz alanda bulunan dış parazit popülasyonlarının fazla olması durumunda sadece evcil hayvanınızı ilaçlamanız yeterli gelmeyebilir. Bu popülasyonun çok olduğu alanlarda etkene yönelik alan ilaçlaması da yapılmalıdır. Hayvanlarınızı sık sık taramak ve incelemek dış parazitin önüne geçmeniz için sizlere büyük olanak sağlayacaktır. Dış parazite sahip hayvanların hangi belirtiler gösterdiğini bilmek siz hayvan sahipleri için oldukça önemlidir.

Dış Parazit Belirtileri

Dış parazite sahip hayvanlarda kaşınma belirtisi yoğun olarak görülmektedir. Hatta yoğun kaşınmadan kaynaklı hayvanların kaşıdıkları bölgelerinde tüy dökülmeleri ve deride lezyonlar da rastlanan diğer belirtiler arasında yer almaktadır. Tüylerin arasına gizlenmiş dış parazitler gözle görülür parazit çeşidi oldukları İçin kolaylıkla fark edilirler. Hayvanlarda yorgunluk, halsizlik, ishal, kusma ve bunun gibi belirtiler de görülebilir.

Köpeklerde ve Kedilerde Su Tüketimi

Su, tüm canlılar için gereklidir. Köpeklerde ve kedilerde su tüketimi nasıl olmalıdır sorusu sıklıkla merak edilir. Yeterli miktarda su içmek hem köpekler hem de kedilerin sağlığı için hayati önem taşır. Köpek ve kedilerin vücudunun %70’i sudan oluşuyor. Vücutta gerçekleşen her kimyasal işlem için su gerekliliktir. Tüm canlılarda olduğu gibi köpek ve kedilerde de su en önemli besindir.

Akciğerlerdeki havayı nemlendiren, kan dolaşımındaki oksijen ve besinleri hücrelere taşıyan su, aynı zamanda vücut sıcaklığının düzenlenmesine de yardımcı olur. Vücuttaki atıkların atılmasına yardımcı olurken aynı zamanda sinir sistemi işlevini de destekler.

Kedi ve köpekler günlük su ihtiyaçlarını çeşitli yollarla karşılamaktadırlar. Bunun en yaygın yöntemi ise su tüketimidir. Fakat ıslak mama yiyenler için su tüketimi biraz daha az olabilir. Çünkü ıslak mamalar, kuru mamalardan daha yüksek bir nem içeriğine sahiptir.

Evcil hayvanınızın ne kadar su tükettiğini nasıl anlarsınız? Sabahları evcil hayvanınızın su kabına ne kadar su koyduğunuzu ölçerek koyun. Bütün gün suya sürekli olarak erimesine izin verin ve evcil hayvan kâseyi boşaltırsa tekrar doldurun (ancak ne kadar su eklediğinizi ölçün). Günün sonunda, tabakta kalan miktarı ölçün. Evcil hayvanınızın ortalama ne kadar su içtiğini öğrenmek için bunu birkaç gün veya bir hafta boyunca yapın. Böylece ortalama olarak haftada ya da günde ne kadar su içtiğini takip etmiş olacaksınız. Eğer birden fazla evcil hayvanınız varsa ve bir tanesinin su tüketimini ölçmeniz gerekiyorsa su kabını diğerlerinden ayırabilirsiniz.

Köpekler Ne Kadar Su İçmeli?

Köpeklerde su ihtiyacı vücut ağırlığına göre dolayısı ile ırklara göre de değişiklik gösterir. Genel olarak normal bir sıcaklık ve nem ortamında orta nitelikte egzersiz yapan bir köpeğin günde yaklaşık 1-2 litre su içmesi gerekmektedir. Özellikle evcil köpekler sürekli olarak kuru mama ile beslendiği için taze ve serin suya olan ihtiyaçları yüksektir.

Bununla beraber çok sık idrarını yapmak ve çok fazla su içmek bir köpekte altta yatan tıbbi bir durumun da işareti olabilir. Özellikle şeker hastalığı, böbrek hastalığı, karaciğer, ateş ve enfeksiyon gibi hormonal bozukluklar çok fazla su içmesine neden olabilir. Bazı ilaçlar da susuzluğun artmasına sebep olur. Eğer evcil köpeğinizin normal zamanlarından daha fazla su içmeye başladığını fark ederseniz hemen bir veteriner hekim randevusu ayarlamanız gerekebilir.

Kediler Ne Kadar Su İçmeli?

Kediler normal şartlar altında gün içerisinde tükettiği kuru mama miktarının 4-5 katı kadar su tüketir. Yani günde ortalama 50 gr kuru mama yiyen bir kedi en az 200-250 ml su tüketmelidir. Tıpkı köpeklerde olduğu gibi evcil kedinizde de sık sık su içtiğini ve çok sık tuvalete gittiğini gözlemlerseniz bir veteriner hekim ziyareti yapmanız gerekebilir.

Yeterince su tüketmemiş bir köpek ya da kedi uyuşuk olabilir, gözleri donuk görünebilir, tükürükleri yapışkan ve diş etleri daha koyu olabilir. Böbrekleri sağlam çalışıyorsa susuz kalmış bir köpek ya da kedinin idrarı kötü kokar ve koyu sarı renktedir. Bununla beraber böbrek hastalığına sahip bir kedi ya da köpeğiniz varsa idrarı susuz kalsa bile açık renkte olabilir.

Özellikle kediler kimi zaman yeterince su içmezler. Bunun için farklı şeyler deneyebilirsiniz. Örneğin su kabının yerini değiştirebilir ya da şelaleli su kaplarından kullanabilirsiniz. Köpekler için ise ödül yöntemi kullanabilirsiniz. Köpeğinizi suyunu içtikten sonra “aferin” gibi sözcüklerle ödüllendirebilirsiniz.

Kedilerde Mantar Enfeksiyonu Belirtileri Nelerdir?

Kediler evlerimizin neşe kaynağıdır. Sevimli olan kedi dostlarımız son derece de hassastırlar. Yani kediler diğer hayvanlara göre daha kısa sürede hastalanıp, halsiz düşebilirler.  Kedilerde en yaygın görülen hastalıklardan biri de hiç kuşkusuz mantar enfeksiyonlarıdır.

Tüm kedi cinslerinde ortaya çıkan başlıca hastalıklardan biri olan mantar enfeksiyonu için kedi sahiplerinin daha duyarlı ve daha bilinçli davranmaları gerekmektedir. Çünkü mantar enfeksiyonlarının da kendi içerisinde çeşitleri mevcuttur. Yani bazı enfeksiyonlar kedilerin derilerinde görülürken, bazı mantar enfeksiyonları kedilerin direkt bağışıklık sistemine zarar vererek sevimli dostlarımızın vücutlarının hastalıklara açık hale gelmesine sebebiyet vermektedir. Bu nedenle kedi sahiplerinin “kedilerde mantar enfeksiyonu belirtileri nelerdir?” sorusunun cevabını bilmelerinde fayda vardır.

Kedilerde Mantar Enfeksiyonu Belirtileri

Kedinizin bakımını her ne kadar önem verseniz bile bazı dönemlerde bağışıklık sistemleri düşebilir. Özellikle mevsim geçişlerinde kedi beslenmelerine daha fazla özen gösterilmesi gerekir. Çünkü bu dönemde mantar enfeksiyonuna yakalanma riskleri ve diğer hastalıklara karşı daha duyarlı olma riskleri fazladır. Bu nedenle kedilerde mantar enfeksiyonu belirtileri nelerdir? gibi sorular sıklıkla sorulmaktadır.

1. Ciltte Kızarıklık

Kedilerin göz, burun çevresinde ve karın bölgesinde kızarıklıklar daha fazla görülür. Ayrıca kedinizi tararken, derilerinde kızarıklık gördüğünüz anda mantar enfeksiyonunu göz önüne alıp, hemen muayeneye götürmeniz tavsiye edilir. Kedilerin derilerinde oluşan kızarıklar, dostlarımızı rahatsız ederken, sürekli kaşınmalarına da neden olur.

2. Tüylerde Aşırı Dökülme

Dönem dönem kedilerde tüy dökülmesi görülür ve bu oldukça normal bir durumdur. Ancak kediniz her zamankinden daha fazla tüy döküyorsa mantar enfeksiyonunu mutlaka göz önüne alarak hemen bir veteriner hekime başvurmanız gerekebilir. Mantar enfeksiyonu nedeniyle kedilerde tüy dökülmeleri, bölgesel olarak daha fazla görülmektedir. Kedilerin kulak arkasında ve sırt bölgesinde tüyler daha sık dökülür.

3. Deride Pul Pul Dökülme

Daha çok ilerlemiş mantar enfeksiyonlarında deride pul pul dökülme gibi sorunlar gözlemlenebilir.  Özellikle tüylerin döküldüğü bölgelerde deride pullanma, kızarıklık, sulanma ve kaşıntı gibi durumlarla sıklıkla karşılaşılmaktadır.

4. Kedilerde Ortaya Çıkan Kötü Koku

Mantar enfeksiyonuna bağlı olarak, deride kötü kokular meydana gelebilir.  Bu durumda kedilerin temizliğine dikkat etmeniz en önemli faktör olarak karşımıza çıkar.

5. Halsizlik

Mantar enfeksiyonları sadece deri bölgesini etkilemekle kalmayıp, aynı zamanda kedilerin bağışıklık sisteminin zayıflamasına da neden olur. Bağışıklık sistemi düşen kedilerde halsizlik, zayıflama ve sürekli uyuma gibi durumlar görülmektedir.

6. Kaşıntı

Mantar enfeksiyonunun getirdiği sorunlardan biri de kaşıntıdır. Deride kızarıklık ve pul pul dökülmeye bağlı olarak, kaşıntı görülür. Eğer kediniz sürekli olarak kaşınıyorsa ve kaşınılan bölgelerde kanama meydana geliyorsa mantar enfeksiyonları ilerlemiş olabilir. Bu nedenle hemen tedavi sürecinin başlatılmasında fayda vardır.

Kedileri Mantar Enfeksiyondan Nasıl Koruyabiliriz?

Evcil hayvanlarımızdan birisi olan kedileri mantar enfeksiyonundan korumak mümkündür. Kedinizin bulunduğu ortamın hijyenik olması, yemek kabının düzenli olarak temizlenmesi, tuvalet alışkanlığının öğretilmesi en temel önlemler arasında yer almaktadır. Ayrıca evcil hayvanınızın yaşam alanının sirkeli su ile düzenli olarak temizlenmesi olası bir enfeksiyonu da engelleyecektir.

Bunların yanı sıra kedilerin düzenli beslenmesi de enfeksiyonunun oluşmasını engelleyecektir. Viyo Imune ile hayvanınızın bağışıklığını geliştirerek destek olabilir ve mantar enfeksiyonundan korunmasına yardımcı olabilirsiniz. 

Kedilerde Mantar Enfeksiyonunun Tedavisi

Kedilerde meydana gelen mantar enfeksiyonunun tedavisi için mutlaka bir veteriner hekime başvurmanız gerekir. Bu sayede doğru tedavi yöntemi ve etkili ilaç kullanımı ile bu sorun çok kısa bir süre içinde ortadan kalkacaktır. Mantar enfeksiyonu için klinik tedavilerinin yanında evde de yapmanız gereken bazı uygulamalar mevcuttur. Bunlardan bir kaçı ise; kedilerin vücut temizliğine dikkat etmek, sağlıklı beslenmelerini sağlamak, ilaçları zamanında ve tam doz olarak vermektir.

 

Kedi ve Köpeklerde Yanıklar

Günümüzde orman yangınları felaketiyle beraber sık sık rastladığımız evcil ya da yaban hayvanlarındaki vakalar bizleri de neler yapabileceğimize dair düşünmeye sevk etmiştir. Bu yazımızda sizlere kedi ve köpeklerde yanıklar, yanık tedavisinde yapılması gerekenler hakkında bilgiler vereceğiz.

Kedi ve köpeklerde yanık tedavisi için ilk müdahale oldukça önemlidir. Yanık cildin üzerindeki bir yaralanma türüdür. Hastalarda en sık görülen yanık türleri; ısı kaynaklı termal yanıklar, halı gibi ipli eşyaların sürekli cilde sürtünmesinden kaynaklı mekanik yanıklar ve kostik, benzin gibi maddelerden dolayı gelişen kimyasal yanıklar.

Yanıkların Sınıflandırılması

Kedi ve köpeklerde yanık sınıflandırması cildin katmanının etkilendiği dereceye göre belirlenmektedir.

1. Derece Yanıklar: Derinin 1.katı (epidermis) yanmıştır. Kuru, hafif ve ödemli yanık türüdür.

2. Derece Yanıklar: Derinin 1.katı (epidermis) ve 2.katı (dermis) yanmıştır. Deride kabarcıklar oluşmuş olabilir.

3. Derece Yanıklar: Tüm deri katmanlarını kapsar hatta sinir uçları bile bazı durumlarda hasar görür. Deride renk değişimi, his kaybı şekillenebilir.

Yanık tedavisi yanığın derecesine bağlı olarak değişecektir. Hafif yanıklar genellikle herhangi bir tanı testine gerek kalmadan semptomatik olarak tedavi edilebilir. Yanık durumunda bir evcil hayvan sahibinin yapabileceği en iyi şey, hayvanı en kısa zamanda bir veteriner hekime götürmektir. Yanıklarda sadece cilt lekesi, önemsiz gibi görünen bir yer hızla ölü dokuya dönüşebilir. Bu da ağrılı bir süreçtir ve enfeksiyon riski de vardır. Bu nedenle herhangi bir yanık riskinde veteriner hekimin muayenesi gereklidir.

Her yanık türü farklı bir tedavi yöntemi gerektirir. Örneğin kimyasal yanıklara su uygulaması daha kötü bir hale getirirken termal yanıklarda hafif su tutmak iyi gelir. Bu nedenle veterinere yanık türü hakkında bilgi verilmelidir.

Özellikle banyodan sonra saç kurutma makinesiyle evcil hayvanınızı kuruturken istemeden yakabilirsiniz. Bu nedenle önce havluyla kurulama ardından ılık bir günse güneşte kurumasına izin verme en iyi yöntemdir. Kedi ve köpek kuruturken fön makinesinin soğuk ayarında kurutmak önemlidir. Kimi hayvanlar güneşe karşı da oldukça hassastır. Bu nedenle çok sıcak yaz günlerinde fazla güneşe maruz bırakmamak gerekmektedir.

Evcil hayvan yanıkları riski söz konusu olduğunda, zaman çok önemli hale gelir. Böyle durumlarda evcil hayvanınız için yapabileceğiniz en iyi şey, mümkün olan en kısa sürede bir veteriner hekime götürmek olacaktır. 

Ync Wound Cure ile yanık bölgesinde hızlı iyileşme sağlanabilir.

Ync Wound Cure yanık bölgelerde enfeksiyon riskini azaltmak ve iltihabı önlemek için kullanılabilir.  Ayrıca, anti-inflamatuar özellikleri sayesinde yanık bölgelerde tahrişi azaltmaya yardımcı olabilir. Koruyucu ve yatıştırıcı özelliklere sahiptir. Yanık bölgelerde cildin korunmasına yardımcı olabilir ve iyileşme sürecini destekleyebilir.

 

Dışkı Yeme (Kaprofaji)

Kaprofaji; sözlük anlamıyla dışkı yeme kedilerde ve köpeklerde görülen bir davranış bozukluğudur.  Evcil hayvanlarda en sık görülen rahatsızlıklardan biri olan dışkı yeme alışkanlığı, kedilerde nadiren köpeklerde ise sıklıkla görülmektedir. Kedilerde ve köpeklerde görülen bu olumsuz alışkanlıklar, çoğu zaman ciddi hayvan hastalıklarını da beraberinde getirir. Çünkü dışkılarda bulunan bir takım virüs ve bakteriler, kedi ve köpeklerin vücuduna girdiği için beraberinde büyük sorunları da getirmektedir.

Dışkı yeme alışkanlığına sahip olan kediler veya köpekler daha çok kendi dışkılarını yerken, aynı zamanda da farklı hayvanların da dışkılarını yiyebilirler. Bu durumda da mutlaka kedi veya köpeklerin gerekli tedavileri görmeleri gerekmektedir.

Dışkı yeme alışkanlığına sahip olan köpekler genellikle küçük yaşlarda olan yavrulardan oluşmaktadır. Yani hala anne sütü emen yavru köpeklerin dışkılarında belli oranda proteinler bulunduğu için anne köpekler yavrularının dışkılarını yerler.  Bu durumu gören yavru köpekler annelerini taklit ettikleri için dışkı yemeye başlarlar. Yavru köpekler veya yavru kediler sütten kesildikten hemen sonra dışkı yeme alışkanlıklarını bırakırlar. Normal şartlarda dışkı yeme alışkanlığı bu şekilde başlar ve yine yavruların sütten kesilmesi ile son bulur. Fakat bazı kedi ve köpekler her ne kadar annelerinden beslenmeyi bırakmış olsalar da dışkı yeme alışkanlığını sürdürmektedir. Bu durumda da bir takım beslenme bozuklukları veya çeşitli vücut sağlığı problemleri yaşanabilir. Dolayısı ile köpeklerde veya kedilerde görülen dışkı yeme alışkanlıklarının hemen önlenmesi gerekmektedir.

Dışkı Yeme Problemlerinin Nedenleri

Yukarıda belirtilen nedenlerden farklı olarak da bir takım sorunlar köpeklerde dışkı yeme alışkanlığı ortaya çıkarabiliyor. Dolayısı ile ilk olarak, dışkı yeme nedeni tam olarak tespit edilmeli ve bu yönde bir önlem alınmalıdır. Köpeklerde görülen dışkı yeme alışkanlıklarının başlıca nedenleri ise;

  • Beslenmedeki eksiklikler nedeniyle vücuda yeterli mineral alınamamasından dolayı besin dışı maddeleri tüketme eğilimi
  • Özellikle apartman dairesinde bakılan hayvanların yeterince dışarıda gezdirilmemesi nedeniyle bulunduğu ortama dışkılaması sonucu hayvanın bundan rahatsızlık duymasından dolayı dışkıyı yiyerek ortadan kaldırma isteği
  • Köpeğin sürekli zincirde bağlı kalması
  • Hareketsiz yaşam tarzı
  • Aynı ortamda çok sık bulunma
  • Sindirim sorunları ve bağırsak hastalıkları
  • Köpeklerin hoşuna giden çeşitli kokular
  • Sahipleri tarafından veya diğer hayvanlar tarafından ilgi görme isteği
  • Hayvanlarda oluşan aşırı ve yoğun stres

Tüm bunlar köpeklerde dışkı yeme alışkanlığını tetikleyen etmenlerin başında gelmektedir. Hayvan sahiplerinin ise bir an önce bu duruma bir çözüm üretmesi gerekir. Çünkü dışkı yeme alışkanlığına sahip olan köpeklerde ve kedilerde parazitlere bağlı olarak birçok çeşitli hastalık ortaya çıkabilir. Ayrıca hayvanların tüylerinde ve yine ağız kısmında dışkı yeme alışkanlığına bağlı olarak biriken zararlı virüsler ve parazitler, insan vücuduna da bulaşabilir. Dolayısı ile hem insanlarda hem de hayvanlarda istenmeyen çeşitte hastalıklar meydana gelecektir.

Evcil dostumuzda dışkı yeme alışkanlıklarının önüne geçmek için neler yapılabilir:

  • Dışkı yeme alışkanlığının nedeni bulunmalıdır. Bunun için  bir veteriner hekimden yardım almak gerekir
  • Eğer nedeni beslenme kaynaklı ise kaliteli kuru mamaya geçilmelidir
  • Vetri Science Canine Plus Multivitamin köpeğinizin ihtiyaç duyduğu gerekli vitamin mineral takviyesini sağlayacak ve bu sayede daha rahat bir şekilde kaprofajinin önüne geçilebilecektir
  • Anksiyete durumlarında ise kediniz veya köpeğinizle birlikte daha uzun vakit geçirerek, dışarıda daha uzun dolaştırarak
  • Vetri Science Composure’un doğal içeriğinden yardım alarak kedinizin ya da köpeğinizin anksiyetif davranışlarının önüne geçmeniz kolaylaşacaktır.

Kedi Nezlesine Ne İyi Gelir?

Bakımınıza ihtiyaç duyan evcil hayvanlarınız zaman zaman hastalanabilir ve size daha fazla ihtiyacı olduğu dönemler yaşayabilirler. 

Kedilerde görebileceğiniz en sık hastalıklardan biri kedi nezlesidir. Özellikle yavru kedilerin doğumundan sonraki birkaç ayda bağışıklık sistemleri yeterince güçlü olmadığı için hastalanmaları daha olasıdır.

Kedinizin bakım vereni olarak bu durumu önceden fark etmeniz ve gerekli adımları uygulamanız hem kedinizin konforunu artıracak hem de nezle ilerlemeden kontrol etmek sizin için daha iyi olacaktır.

Kedi nezlesinin belirtilerini ve sizin neler yapabileceğinizi bu yazı ile öğrenebilirsiniz.

kedilerde-nezle-1
kedilerde-nezle-2

Kedinizde aşağıdaki belirtiler başlamışsa ve bir süredir devam ediyorsa zaman geçmeden doğru yöntemleri uygulamak, gerekirse hemen veteriner hekime götürmeniz önemlidir: 

• Hapşırık
• Burun akıntısı 
• Ağız yaraları/ kızarıklıkları
• Gözde çapaklanma/ akıntı
• Öksürük nöbetleri

• İştahsızlık
• Kusma
• İshal
• Halsizlik

Yukarıdaki belirtilerle başlayan ve tedavinin geciktiği durumlarda ilerleme gösteren kedi nezlesi kısa sürede müdahale gerektirir. Özellikle solunum yolu enfeksiyonu kedilerde göz ve burun akıntısı, hapşırık ile kendini gösterir. Bu enfeksiyona neden olan parazitler ilerleyen süreçlerde ilaç tedavisini kaçınılmaz kılar.

Kedi nezlesine sebep olabilecek etkenler ne yazık ki kolay bir bulaş yoluna sahiptir, aynı kaptan mama yeme, su tüketme, aynı kum kabını kullanma gibi basit yollarla bile bulaşabilir. Kedinizde bu belirtileri görürseniz öncelikle onu izole etmeniz gerekir.

Sokak kedilerindeki nezle, diğer kedilerle bir arada olmaları nedeniyle bulaş ihtimalini arttırır. Bu durumda yapmanız gereken en önemli yardım, belirti gösteren bir kediyi sevdikten sonra diğer kedileri sevmeden önce hasta kediye temas ettiğiniz bölgelerinizi temizlemenizdir.

Evinizde beslediğiniz kedi sayısı birden fazla ise ve aralarında bu şekilde kedi nezlesi belirtisi gösteren kediler varsa yine hasta olan kedinizi izole etmelisiniz. Kedilerinizin mama ve su kabını ayırmalısınız.

kedilerde-nezle-3
kedilerde-nezle-4

Kedinizin, kedi nezlesini en kısa sürede atlatmasına yardımcı olmak ya da hiç yaşanmaması için önlem almak amacıyla çeşitli takviyelerden yararlanabilirsiniz. Örneğin kediler için önemli bir aminoasit olan lizin, hem viral etmenlere karşı kedinizin bağışıklığını sağlamlaştıracak hem de hastalığı daha kolay atlatmasına yardımcı olacaktır.

Multivitamin takviyeleriyle beslenmesini daha sağlam hale getirerek yine kedinizin bağışıklık sistemini güçlendirmiş olacaksınız.

Hayvanın yaşlı olması, kronik bir başka rahatsızlığı olması, yavru olması gibi nedenler kedi nezlesi için farklı tedavi gerekliliklerini doğurur. Bu nedenle her kedi nezleyi farklı şiddette geçirebileceği gibi doğru teşhis ve tedavi veteriner hekimlerince yapılabilir.

Köpeklerde Davranış Bozuklukları

Evcil hayvanlar bakımı ve beslenmesi yönüyle insanlarda olan bazı ortak özellikleri taşır. Bir evcil hayvan sahiplenmeden önce içtiği sudan kullanması gerektiğinde ilacına kadar detaylı düşünmeniz gerektiğini bilmeniz gerekir. Yaşam tarzlarındaki küçük bir değişim doğru yönde ve doğru bir uygulama ile olmazsa hem fiziksel hem psikolojik olarak onlara zarar verebilir. Özellikle köpekler duygusal olarak bağlılıklarıyla bilinen evcil hayvan gruplarından olduğu için onlarda göreceğiniz ruhsal bozukluklar karşılaşabileceğiniz durumlardandır. Bu bozukluklardan en sık görülen davranış bozuklukları hem sizin hem de köpeğinizin yaşam konforunu azaltan bir durum olarak giderek büyüyebilir.

Davranış bozukluğu yaşayan köpekler kimi zaman sahipleri tarafından barınağa bırakılma, tek edilme, ötenazi gibi en negatif durumlarla karşı karşıya getirilir. Bir evin içinde yaşarken bu sorun nedeniyle hayat kalitesi düşen köpekler, terk edilme durumunda dışarıdaki yaşam koşullarına uyum sağlayamaz. Köpeği dolaylı olarak ölüme terk eden bu yöntemler yerine onunla anlaşmak ve profesyonel bir destekle ona yardımcı olmak en iyi seçimdir.

Köpeğinizin problemini anlamak için olası davranış bozukluklarını inceleyebilir, bunlardan birini ya da birkaçını gösteren köpeğinizi uzman bir veteriner hekimine götürebilirsiniz.

  • Dışkı yeme
  • Dışkı ve idrarı tutamama
  • Sürekli havlama
  • Dışarıda geçirdiği zamanda ilgi çekme isteği ve fazla hareketlilik
  • Özellikle arabalara, bisikletlere havlama
  • Depresyon
  • Tüyleri fazla yalama ve koparma
  • Normal olmayan cinsel davranışlar
  • Kendisinin eşyasını ya da sizin eşyanızı yeme/parçalama
  • Ağzında sürekli bir nesne ile gezmesi
  • Bir alan ya da eşyayı gereğinden fazla sahiplenme
  • Ayrılma korkusu ile siz olmadan vakit geçirememe
  • Uyku ve diyet sorunları
  • Sık sık bir yeri kazma durumu
  • Sık mama isteme

Yukarıdaki problemler bir davranış bozukluğudur ve gerekli terapilerle çözülebilir. Çünkü köpekler 3-5 yaşına kadar oturan kişiliği nedeniyle bu süreçte doğru yetiştirilme şekliyle büyümelidir. Aksi taktirde küçük bir problem büyüyebilir ya da köpeğinizin sizinle olmadan önce yaşadığı bir travma stres bozukluğu olarak ortaya çıkabilir. Bu durum da davranış bozukluğu olarak seyredebilir.

Yavru köpeklerde henüz kişiliği oturmamış olduğundan gelecekteki bu gibi sorunlar henüz sahibi tarafından anlaşılmayabilir. Ancak fark edilen durumlarda yapılması gereken uzman bir kliniğe danışmaktır. Her köpeğin yaşı, cinsi, yaşam alanı, beslenme şekli ve sağlık durumu birbirinden farklı olduğu için farklı tedavilere ihtiyaç duyulur. Bu nedenle veteriner hekiminizin önerisi ile diyet değişimi, itaat eğitimi, klasik koşullanma eğitimi, klinikteki diğer köpeklerle sosyalleşme gibi tedaviler uygulanabilir.

Tedavilerine ek olarak köpeğimiz için destek ürünlerine başvurabiliriz. Çoğu zaman veteriner hekim önerisiyle tek başına bile çözüm sunmaktadır.

Composure huysuzluk, hiperaktivite, anksiyete ve çevre kaynaklı stres sonucu davranışsal bozukluk gösteren kedi ve köpeklerin, kişiliği ve enerji seviyesini değiştirmeden sakinleştirici etki yaratan formüle sahiptir. Herhangi bir uyuşukluk hissi, yan etki oluşturmadan rahatlama ve sakinleşme duygusunu teşvik eder, ruhsal durumu iyileştirir.

SynbioCure duygu durum bozukluklarında denge sağlar. Lincoln Anksiyete Skalası ve Kortizol seviyelerini azaltırken Seratonin seviyesinin yükselmesini sağlar.

YNC Pet Aroma Terapi Serisi özel olarak hazırlanan ve köpekleriniz için uygun doz ve rejimlerde kullanma imkanı sunan yüksek kaliteli yağlar sayesinde kedilerinizde aromaterapi ile sakinlik sağlanarak kaygı ve stresin neden olduğu istenmeyen durumlar önlenebilir. Kedi ve köpekleriniz için  hazırlanmış aromaterapi uçucu yağları ile oluşabilecek depresyon, anksiyete gibi durumların önüne geçilmesinde yardımcıdır. Yatıştırır ve güven duygusu oluşmasına destek sağlar.

KOOL DOG® değişikliklerin veya stresli durumların neden olduğu davranış bozukluklarını önemli ölçüde azaltır ve zamanla bu davranış bozukluklarının önüne geçer. Köpeklerle ilişkili davranış bozukluklarının önemli ölçüde azalmasına hatta kaybolmasına yol açar ve daha iyi etkinlik sağlar. Her iki yatıştırıcı içeriğin de bulunduğu ve çift etkili güçlü bir yatıştırma özelliği olan tek inhaler üründür.

 Hem çevredekiler hem köpek sahibi hem de köpeğin kendisi için davranış bozuklukları büyük bir sorun olmak yerine tedavi edilebilir ve tedavi sonucu kesin çözüm alınabilir vakalardır. Veteriner hekimi seçimi, tedavi ve medikal destek ile köpeğiniz bu sorunları aşabilir, uyumlu hayatına devam edebilir.

 

Kedilerde Aşırı Mama Tüketimi

Hayvanlar yapıları nedeniyle birbirlerinden farklıdırlar. İştahlı olarak bilinen evcil hayvanlar köpekler, yemek konusunda seçici olan hayvanlar ise kedilerdir. Bir öğünde çok yemek tüketmek kedilere özgü bir davranış değildir. Kediler genellikle az ve sık öğünlerle beslenmeyi severler. Bazı durumlarda çok yemek tüketmek bir hastalığın habercisi olabilir. Dolayısıyla kedinizin iştahı bir anda açıldıysa bir veteriner hekime danışmanız en doğrusudur.

Kedilerde aşırı mama tüketimine neden olan durumlara gelin hep beraber göz atalım…

1.     Şeker Hastalığı

İnsanlarda olduğu gibi kedilerde de şeker hastalığının görülmesi mümkündür. Eğer bir kedide şeker hastalığı var ise hem çok su tüketecek hem de çok yemek yeme ihtiyacı duyacaktır. Aşırı mama tüketen kediler şeker hastalığına yakalanmış olabilirler. Şeker hastası olan kediler hem oldukça fazla yemek yer, hem de hızlı bir şekilde kilo kaybı yaşarlar. İştah son zamanlarda fark edilir bir biçimde artar ise veteriner hekim tarafından kontrol edilmesi tavsiye edilir.

2.     Hipertiroit

Hipertiroit rahatsızlığı vücutta yer alan tiroit bezlerinin gereğinden daha fazla hormon salgılaması sonucunda meydana gelir. Bu hastalığın ilk belirtileri içerinde de aşırı mama tüketimi yer alır. Eğer kedide iştah artışı var ise hipertiroit olabilir.

3.     Cushing Sendromu

Cushing sendromu oldukça nadir görülen durumlardan birisidir. Kedilerde bulunan adrenal bezlerinin gereğinden fazla miktarda kortizol üretmesi sonucu görülür. Bu hormonun artması sonucunda kedinin iştahı gözle görülür bir şekilde artar. Bu sendroma yakalanan kedilerin her an yemek yeme isteği içerisinde olduğu bilinir.

Kediler sadece yemek yemeyi sevdikleri için öğünlerini arttırabilirler. Ancak bu durum oldukça nadir görülür. Kedinin sağlığından emin olmak için veteriner hekime danışılması gereklidir. Veteriner hekim gerekli testleri yaptıktan sonra net bir bilgi verir. Yine de kedinin aşırı yemek yemesi sağlığı için tehlikeli olduğundan tavsiye edilmez.