Köpekler İçin Şampuan Seçimi: Nelere Dikkat Edilmeli?

 

 

Köpek sahipleri olarak, sevimli dostlarımızın sağlıklı ve temiz bir cilde sahip olmalarını sağlamak için onları düzenli olarak yıkamak önemlidir. Ancak, doğru şampuanı seçmek, köpeğinizin cilt sağlığını ve genel refahını etkileyebilir. Peki, köpekler için şampuan seçerken nelere dikkat etmelisiniz?

  1. Köpeğin Cilt Tipi: Her köpeğin cilt tipi farklıdır. Bazı köpekler normal cilde sahipken, bazıları kuru veya hassas cilde sahip olabilir. Köpeğinizin cilt tipini anlamak için veterinerinizden veya köpek bakım uzmanından tavsiye alabilirsiniz. Cilt tipine uygun bir şampuan seçmek, cildin dengesini koruyarak cilt problemlerini önlemeye yardımcı olur.
  2. Köpeğin Yaşı: Köpek yavrusu, yetişkin veya yaşlı köpekler için özel olarak formüle edilmiş şampuanlar vardır. Köpeğinizin yaşına uygun bir şampuan seçmek, cildinin ihtiyaçlarını karşılamaya ve ona en iyi bakımı sağlamaya yardımcı olur.
  3. Cilt Problemleri: Eğer köpeğinizin cilt problemleri varsa (örneğin, kaşıntı, alerjiler, mantar enfeksiyonları), veterinerinizin önerdiği veya reçete ettiği şampuanları tercih etmek önemlidir. Özel formüle edilmiş şampuanlar, cilt sorunlarını iyileştirmeye ve rahatlama sağlamaya yardımcı olabilir.
  4. Doğal ve Güvenli İçerikler: Şampuanın içeriği önemlidir. Doğal, organik ve güvenli içeriklere sahip şampuanlar köpeğinizin cildine zarar vermez ve alerjik reaksiyonlara neden olmaz. Paraben, sülfat ve yapay renklendirici içermeyen ürünleri tercih etmek önemlidir.
  5. pH Dengesi: Köpeklerin cildi insanlarınkinden farklıdır ve daha farklı bir pH dengesine sahiptir. Köpekler için özel olarak formüle edilmiş şampuanlar, ciltlerinin doğal pH dengesini korur ve cilt sorunlarını önlemeye yardımcı olabilir.
  6. Köpeğin Koku Toleransı: Köpeklerin hassas koku duyusu vardır. Aşırı parfümlü veya güçlü kokulu şampuanlar, köpeğinizin hoşlanmayacağı kokulara neden olabilir. Kokusuz veya hafif kokulu şampuanlar tercih edebilirsiniz.
  7. Durulama Kolaylığı: Şampuanın kolayca durulanabilmesi önemlidir. Ağır kalıntılar bırakan şampuanlar, köpeğinizin cildinde tahrişe ve kaşıntıya neden olabilir. Durulanması kolay olan şampuanlar seçmek, köpeğinizin banyo deneyimini daha hoş yapabilir.
  8. Köpeğin Aktivite Düzeyi: Eğer köpeğiniz aktif bir yaşam sürüyorsa ve sıkça dışarıda oynuyorsa, suya dayanıklı veya uzun süreli etki sağlayan şampuanları tercih edebilirsiniz.
  9. Köpeğin Renk ve Tüy Yapısı: Bazı köpeklerin beyaz tüyleri veya özel renkleri vardır. Tüylerin parlaklığını koruyan ve renkleri koruyan şampuanlar tercih edebilirsiniz.

Son olarak, her köpek farklıdır, bu nedenle köpeğinizin ihtiyaçlarına en uygun şampuanı seçmek için veterinerinizin önerilerine danışmanız önemlidir. Ayrıca, köpekler için tasarlanmamış olan insan şampuanlarını kullanmamalısınız, çünkü köpek ciltleri ve pH dengeleri farklıdır ve insan şampuanları köpeğin cildine zarar verebilir.

Kedi ve Köpek Birbirine Nasıl Alıştırılır?

Günümüzde evlerimizi çeşitli türde hayvan dostlarımızla paylaşmaktayız. Gün geçtikçe evini bir ya da daha fazla hayvanla paylaşan kişi sayısı giderek artmaktadır. Kimi evlerde iki ya da üç kediyle yaşayanları, kimilerinde ise kedi ve köpeklerin birlikte yaşadığını görmek mümkündür. Bazen aynı türden hayvanların bir arada bulunması bile, hayvanlar arasında zaman zaman çatışmaya neden olabilmekte, çeşitli sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Farklı türden olan kedi ve köpeklerin ise aynı evde yaşaması konusunda, kişiler endişe duymakta ve bunu sağlamak için çeşitli yöntemlere başvurmaktadır. Yıllar boyu duyduğumuz klişelerin aksine kedi ve köpekler düşman değildir ve uygun ortamlarda, uyumlu bir şekilde yaşamaları pekala mümkündür. Bu yazıda kedi ve köpek birbirine nasıl alıştırılır sorusunun cevabı aranacaktır.

Kedi ve Köpeğin Birbirlerine Alıştırma Süreci

Kedi ve köpeğin aynı ortamda uyumlu bir şekilde yaşaması için, hayvanlardan sorumlu kişilerin gerekli uygun koşulları yaratması gerekmektedir. Bu hususta kişilerin dikkat etmesi gereken belli başlı noktalar bulunmaktadır. Kedi ve köpek birbirine nasıl alıştırılır sorusunun cevabını aşağıdaki maddelerle, şu şekilde ele alabiliriz:

  • Hayvanları Yavruyken Birbirlerine Alıştırmak: İnsan gibi, hayvanlar da birçok şeyi küçük yaşlarda öğrenmekte ve ilerleyen dönemlerde öğrendiklerini sergileme eğiliminde olurlar. Kediler ve köpeklerin birbirlerine alışma zamanı için en uygun dönem yavru oldukları hallerdir. İki türün de, kendilerinden farklı bir türü rahat kabullenebilmesi için, küçük yaşlarda birbirlerine aşina olmaları gerekmektedir.
  • Gerekli Ortamın Hazırlanması: Kedi ve köpeğin birbirlerine alışma sürecinde ihtiyaç duydukları en önemli şey, kendilerini güvende hissetmeleridir. Bu hayvanların kendilerini güvende hissedecekleri bir ortam yaratmak, hayvanların birbirilerine karşı hissedecekleri gerginliği azaltacak ve birbirlerini tehdit olarak algılamalarının önüne geçecektir.
  • Hayvanların Birbiriyle Tanışması: Yüz yüze tanışma gerçekleşmeden önce, kedinin kokusunun köpeğe, köpeğin kokusunun da kediye tanıtılması önemli bir faktör olacaktır. Böylece ilk karşılaşmalarında birbirlerini önceden tanıyor olacaklar ve tanıdık gelen koku, tehdit hissini azaltacaktır.
  • YNC PET AROMATERAPİ SERİSİ özel olarak hazırlanan ve kedi ve köpekler için uygun doz ve rejimlerde kullanma imkanı sunan yüksek kaliteli yağlar sayesinde kedi ve köpeklerde aromaterapi ile sakinlik sağlanarak kaygı ve stresin neden olduğu istenmeyen durumlar önlenebilir. Kedi ve köpekleriniz için  hazırlanmış aromaterapi uçucu yağları ile oluşabilecek depresyon, anksiyete gibi durumların önüne geçilmesinde yardımcıdır. Yatıştırır ve güven duygusu oluşmasına destek sağlar.

Eğer ki kedinin daha önce yaşadığı bir alana köpek geliyorsa;

  • Köpek gelmeden önce hem köpeğin sesine hem de kokusuna yavaşça alıştırmak gerekebilir.
  • Kedinin mama ve su kabını, tuvaletini ilk haftalarda köpeğin ulaşamayacağı bir yere koymak da önemli bir hareket olacaktır.
  • Köpek ilk geldiğinde, köpeğin hareketlerini kontrol etmek ve kediyi korkutmasına izin vermemek gerekir.
  • Birbirlerini koklamalarına kontrollü bir şekilde izin vermek yerinde bir davranış olacaktır.
  • İlk zamanlar iki hayvanı da baş başa bırakmamak, yerinde bir önlem olacaktır.
  • Kediler, özel alan konusunda köpeklerden daha hassastırlar. Bu nedenle köpeğin bu alanları tanımasını sağlamanız da gerekmektedir.
  • KOOL KAT® buluşmadan bir süre önce kullanmaya başlamak, kedinizin köpekle karşılaşmalarında pozitif kalmasını sağlayacaktır. Oluşabilecek anksiyetelerin önüne geçmesine yardımcı olacaktır. 

Eğer köpek olan bir eve kedi gelecekse;

  • Kediyi eve getiren kişinin kendiniz olması önemli bir detaydır. Kediyi benimsediğinizi köpeğe göstermeniz gerekmektedir. Böylece köpek sizi referans alarak kediyi daha kolay kabullenme eğiliminde olacaktır.
  • Kontrollü bir şekilde, yukarıdaki gibi iki hayvanın birbirini tanımasını sağlamanız gerekir. Bir süre sonra kedinin evde serbest dolaşmasını sağlayacak ortamı yaratmanız önemlidir.
  • Köpek, kediye karşı uysal ve olumlu davrandığında köpeği ödüllendirmek önemli bir noktada durmaktadır. Bu şekilde nasıl davranması gerektiğini kısa sürede, daha kolay kavrayacaktır.
  • Kedi geldikten sonra da köpeğinizle olan iletişiminizi ve ona karşı ilginizi sürdürmeniz, hatta arttırmanız, köpeğin kediyi kabullenmesine fayda sağlayacaktır.
  • Birbirlerini tam olarak kabullendiklerini tespit edene kadar iki hayvanı baş başa bırakmamaya özen göstermelisiniz.
  • KOOL DOG®  değişikliklerin veya stresli durumların neden olduğu davranış bozukluklarını önemli ölçüde azaltır ve zamanla bu davranış bozukluklarının önüne geçer. Köpeğinizin güven duygusunu tazeleyerek kediyle karşılaşmalarında rahat olmasını sağlar.

Bazı türlerde bu alıştırma daha meşakkatli olurken, bazı türlerde daha zor olabilmektedir. Sıkıntı yaşadığınız durumlarda, kedi ve köpek birbirine nasıl alıştırılır konusunda profesyonel yardım alabilirsiniz.

Köpeklerde Ağız Kokusunun Sebepleri Nelerdir?

Köpeklerde ağız kokusu, sık karşılaşılan problemlerdendir. İnsanlardakine benzer şekilde köpeklerde görülen ağız kokusu, genelde ağız içi ve dişlerde biriken bakterilerden ve hijyenin tam olarak sağlanmaması durumundan kaynaklamaktadır. Bu da ağız kokusunun oluşmasında, çoğunlukla köpeğin bakımının iyi yapılmadığına işaret edebilmektedir. Ancak köpeğin iyi bakıldığı koşullarda da yine ağız kokusu problemi oluşabilir. Ağız kokusunun nedeni genetiğe de bağlı olabilir ya da köpekte akut gelişen bir hastalıktan kaynaklanıyor olabilir. Köpeklerde ağız kokusunun nedenini tam olarak saptayabilmek için veteriner hekime başvurmak oldukça önemlidir. Ağız kokusuna neden olabilecek başlıca durumları aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür:

  • Dişte bakterilerin birikmiş olması, düzensiz fırçalama yapılması
  • Köpeğin hijyenine dikkat edilmemesi, kötü bakım yapılması
  • Diş etlerinde iltihaplanma olması
  • Kötü beslenme şartları
  • Ağız içerinde yaralanmalar, iltihaplanmalar ve çeşitli enfeksiyonlar
  • Midede, ciğerde ya da bağırsak gibi organlarda enfeksiyon olması durumu
  • Çeşitli iç parazitlerin varlığı
  • Böbrekte sorun olması
  • Şekerle ilgili sorunların olması (diyabet)
  • Irkla, genetikle ilgili problemler

Yukarıda sayılan nedenler, köpeklerde ağız kokusu oluşmasına neden olabilmektedir. Oluşan ağız kokusunun nedenini ve kaynağının ne olduğunu tam olarak saptayabilmek için köpekler mutlaka veteriner hekim kontrolünden geçirilmelidir. Böylece doğru tanı konularak köpekler uygun şekilde tedavi görebilirler. Böylece ağız kokusu problemi çözüme kavuşturulabilir, köpekler sağlıklarını geri kazanabilir. Köpek bakmakta olan kişiler gerekli önlemleri alarak ve hayvanın bakımına özen göstererek, köpekte ağız kokusunun ortaya çıkmasını da engelleyebilirler. Köpek bakan kişilerin nelere dikkat etmeleri gerektiğine ve nasıl önlemler alabileceklerine dair öneriler aşağıdaki başlıkta ele alınacaktır.

köpeklerde ağız kokusu

Köpeklerde Ağız Kokusunu Önlemek İçin Yapılması Gerekenler Nelerdir?

Bakılan köpeklerde ağız kokusu probleminin yaşanmaması için köpek bakan kişilerin göz önünde bulundurmaları gereken bazı unsurlar bulunmaktadır. Köpek bakımını üstlenen kişilerin, aşağıdaki durumlara dikkat etmeleri, ağız kokusunun engellenmesi kadar, hayvanın sağlığı için de oldukça önem taşımaktadır:

  • Köpeğin bakımını ve hijyenini sağlamak için gereken uygulamaları aksatmadan yapıyor ve takip ediyor olmak
  • Haftada birkaç kere köpeğin diş temizliğinin yapılmasını sağlamak, dişlerin özel macunlarla fırçalamasını yapmak
  • Ağız kokusunu önleyebilmek adına kuru mama tercih etmek, köpeğin iyi ve sağlıklı beslenmesine özen göstermek
  • Çeşitli oyuncaklar aracılığıyla, köpeğin tükürük ve salyaları ile ağız içerisindeki bakterileri ve artıkları atmasını sağlamak
  • Köpeğin rutin kontrollerini yaptırmak, köpeği düzenli aralıklarla muayene ettirmek
  • Aşılarının düzenli bir şekilde yaptırılması ve takibinin yapılması 
  • YNC Oral Cure bir fısla 24 saat tertemiz bir nefes sağlar. Lipozom teknolojisi sayesinde diş etine sıktığınız küçücük bir miktar bile anında mukoza altına girerek iyileşmeyi kaynağından sağlar. Böylece dostunuzun nefesi 24 saat boyunca ferah kokarken, diş ve diş eti hızlı bir şekilde iyileşme başlar.
  • ProDen PlaqueOff® mamasının üzerine dökerek köpeğinizin ağız sağlığını koruyabilirsiniz. ProDen PlaqueOff® %100 doğal, organik ve benzersiz yosun içeriği ile ağız kokusuna neden olabilecek plakların giderilmesini sağlar.

YNC Oral Cure, postbiyotikli lipozomal ağız ve diş bakım ürünüdür. Sprey, diş etine sıkılır sıkılmaz tüm ağızda bir film tabakası oluşur ve bu koruyucu film tabakasının etkisi 24 saat sürer. Yutma ve tükürük ile etki kaybı yaşanmaz. Sprey, antienflamatuar, antiseptik ve antitartar özelliğe sahiptir. Ağız florasını korumada benzersiz etkisiyle tannaz, 6 haftalık kullanımda diş taşlarında gözle görülür etki sağlar.

ProDen PlaqueOff®, plak birikimini, tartar oluşumunu azaltmak ve ağız kokusunu iyileştirmek için klinik deneylerde gösterilen, seçilmiş doğal deniz yosunu içeren patentli bir yem takviyesidir.

Yukarıdaki durumlara dikkat edilmesi sonucunda, köpeklerde ağız kokusu oluşumu önlenebilmektedir. Ancak hijyenin ve bakımın iyi bir şekilde yapılmasına ve gerekli özenin gösterilmesine rağmen köpekte oluşan ağız kokusu, bir iç hastalığa da işaret ediyor olabilir. Bu nedenle düzenli kontroller hayatı önem taşımaktadır. Özellikle önlenemeyen ve nedeni anlaşılamayan ağız kokularının sebebini anlamak için veteriner hekime başvurmak gerekmektedir.

Köpeklerde Tuvalet Eğitimi Nasıl Verilir?

Köpekler, insana olan bağlılıkları ve samimiyetleri ile insan dostu canlılardır. Bir köpekle yaşamanın birçok avantajı olduğu gibi dezavantajları da bulunur. Köpek beslemenin en büyük sıkıntısı tuvalet ihtiyacıdır. Kediler gibi köpekler de başlarda tuvalete nereye gideceklerini bilemeyebilirler. Bunun için eğitilmeleri gerekir.

Köpekler İçin Tuvalet Eğitimi

Evinde köpek beslemek isteyen birçok kişinin merak ettiği konulardan birisi olan köpeklerde tuvalet eğitimi, köpeğinizin tuvalet problemlerini en aza indirmek ve tuvalet ihtiyaçlarını yönetmek için bilinmesi gereken bir konudur. Bir köpeğin tuvaleti geldiğinde bulunduğu yere ya da daha öncesinde evde tuvaletini yaptığı bir bölgeye yeniden yapmasının nedeni köpeğin tuvalet eğitimimin olmamasıdır. Evcil hayvanınızın tuvalet ihtiyacını yönetmek için bilinmesi gereken konular vardır.

1.      İlk Kural Sabırlı Olmaktır

Eğitim, köpeğinizin eve geldiği andan itibaren başlamalıdır. Aksi takdirde köpeğiniz evin herhangi bir yerine kaka yapabilir. Tuvalet eğitimi kolay değildir çünkü kedilerin aksine köpekler kendi kendini temizlemezler ve hijyeni sevmezler. Netice olarak köpek sahiplerinin tüm küçük sürprizlere karşı çok sabırlı olmaları gerekmektedir. Evcil dostlarıyla vakit geçirmeleri ve tuvalet kazalarına hazırlıklı olmaları gerekir.

2.      Ev İçi Tuvalet Eğitiminde Yaş Önemlidir

Köpeğinizin tuvalete nereye gideceğini belirledikten sonra, tuvalet eğitiminde ilk belirleyici faktör köpeğinizin yaşıdır. Köpeğiniz bir köpek yavrusuysa, eğitim bazı yönlerden daha kolaydır. Köpeğiniz henüz sizden önce eğitilmediği için ev düzenine alışması daha kolay olacaktır.

Ancak yavru köpekler henüz komut almaya alışkın olmadıkları için önce sizi dinlemeyi öğrenmelidirler. Köpeğiniz siz sahiplenmeden önce başka bir yerde yaşadıysa, alışkanlıklarını sürdürmek isteyecektir. Ancak yetişkin köpekler, emirlere itaat etmede yavru köpeklerden daha iyidir.

3.      Tuvalet Yapacağı Alanı Hazırlayın

Köpek sahipleri, evlerinde ikinci banyoları, kullanılmayan odaları veya teras ve balkon gibi alanları köpek tuvaletine dönüştürme eğilimindedir. Köpeğinize eve geldiği andan itibaren bu alanları gösterin ki köpeğiniz burayı sahiplenebilsin. Köpeğiniz eve ilk geldiğinde, evin onun yaşam alanı olduğunu belirtmesi açısından idrarını yapar. Bunu anladıktan sonra onu hemen banyoya götürün ve idrar yapana kadar hiçbir yere gitmesine izin vermeyin.

Sonrasında ona bir ödül verin ve her tuvalete gittiğinde onu sevin. Tuvaletin bu alanına mutlaka gazete kâğıdı, köpek kumu ya da köpek klozet yastığı koyun ve bu malzemeleri kullandıklarından emin olun. Köpeğinizin kötü kokan şeyleri koklamasına asla engel olmayın. Ayrıca ikinci bir tuvalete ihtiyaç duyana kadar tuvalet alanlarını temiz şeylerle değiştirmeyin. Böylece ikinci kez tuvalete giden ve kendi dışkısını ve idrarını koklayan bir köpek, yavaş yavaş bunun tuvalet alanı olduğunu anlamaya başlayacaktır.

4.      Tuvalet Bölgesi Dışında Kalan Her Yeri Hijyenik Hale Getirin

Köpekler, tuvalete nereye gideceklerini belirlemek için benzersiz koku alma duyularını kullanırlar. Yani köpeğiniz evin herhangi bir yerindeki banyoyu kullanıyorsa, o bölgeyi temizlemez ve kokuyu gidermezseniz, yine aynı alandaki banyoyu kullanmayı deneyecektir. Bu şekilde köpeğiniz tuvalet dışında hiçbir yerde kötü koku almamalıdır.

Kullandığınız tuvalet, banyo gibi odalardan koku alırlarsa oraya dışkılayabilirler. Bu alanlarda kapıları kapalı tutun ve köpeğinizin bu alanlara girmesine asla izin vermeyin. Evdeki çöpün varlığı da köpeğiniz için bir tetikleyicidir. Bunu yapmak için evin dışında, örneğin balkonlarda ve bahçelerde çöp biriktirmek faydalıdır. Kendi tuvaleti dışında her şey temiz ve kokusuz olduğu için köpeğiniz evin hiçbir yerinde tuvaleti kullanmamak üzere eğitilmiştir.

5.      Köpeğinizi İyi Gözlemleyin

Köpekler yemek yedikten hemen sonra tuvalet ihtiyaçlarının giderilmesini isteyeceklerdir. Bu yüzden onu besleyip su içtikten hemen sonra banyoya götürün ve tuvaletini yapmasını bekleyin. Doğru yere işediği için onu ödüllendirin. Yanlış yerde yaparsa kısa emirlerle uyarın ve asla cezalandırmayın. Evcil hayvanınızı tuvalet eğitimi sırasında daima denetleyin. Köpek davranışları alışkanlıklardan doğarlar ve benzer durumlara içgüdüsel olarak aynı tepkiyi verirler.

Köpeğiniz tuvalete gittiğinde hep aynı hareketleri yapar. Bu nedenle, tuvalete gitmesi gerektiğinde nasıl davrandığını ve hangi hareketleri yaptığını dikkatlice izleyin. Kolayca ulaşabileceği bir yere koyduğunuz tuvalete ulaşana kadar davranışını gözlemleyin. Aynı davranışı tekrarladığı anda onu hemen o tuvaleti belirlediğiniz yere götürün. Köpekler tuvalete gittiklerinde her zaman kaka yapıp işemezler. Bazen ilgilenilmediklerinde veya hastalandıklarında da tuvalete giderler.

“Kedilerde Tuvalet Eğitimi” hakkında yazılan bir başka yazımızı görüntülemek için tıklayınız…

Köpeklerde Ağız ve Diş Bakımı Nasıl Olmalıdır?

Köpeklerde ağız ve diş sağlığı oldukça önemlidir. Köpek sahipleri; köpeklerinin ağız ve diş sağlığını nasıl koruyacakları konusunda genellikle kaygılanmaktadırlar. Bu noktada akıllara “Köpeklerde ağız ve diş bakımı nasıl olmalıdır?” sorusu gelmektedir. Aslında köpeklerin ağız ve diş bakımları biz insanlara göre daha kolaydır. Dostlarımızın dişleri oluşan çürük ve bakterilere karşı daha dirençlidir. Sizler için köpeklerde ağız ve diş bakımının nasıl yapılacağı konusunu maddeler halinde açıkladık;

  • Köpeklerinizin dişlerini temizlemek için iyi bir diş fırçasına ihtiyacınız vardır. Diş fırçası satın alırken çift başlı olmasına özen göstermeniz önemlidir. Bu fırçalar 45 derecelik açı ile yerleştirilmiştir. 45 derecelik açıya sahip bu diş fırçaları sayesinde köpeğinizin diş bakımını rahat bir şekilde yapabilirsiniz.
  • Köpeğinizi diş fırçasına alıştırmak ilk etapta zor olabilir. Bazı köpekler dişlerinin fırçalanmasını istemez ya da bu işlem gerçekleşmemesi için sizlerle inatlaşır. Bu noktada diş fırçalama olayını eğlenceli bir etkinliğe dönüştürmeniz önemlidir. Bu şekilde köpeğinizi diş fırçasına rahat bir şekilde alıştırabilir, stresten uzak bir biçimde; diş sağlığını koruyabilirsiniz.
  • Eğer yavru bir köpeğe sahipseniz, bu sizin için bir avantaj! Genellikle yavru köpekler bu tür eğitimlere daha yatkındır. Bu nedenle yavru köpeğinize diş fırçalama rutine alıştırmak için tam zamanı olabilir.
  • Diş fırçasının yanı sıra diş macunu seçimi de köpeklerinizin diş bakımı için oldukça önemlidir. Diş macunu tercihiniz tabi ki köpeklere uygun diş macunlarından yana olmalıdır. Şu noktayı unutmamanız gerekir ki; insanlar için kullanılan diş macunları florür içermektedir. Florür maddesi köpekler için zehirleyici bir maddedir.
  • Köpeklerin diş yapıları benzer olsa da diş yapılarının hassasiyeyi tamamen farklıdır. Bu noktada köpeğinizin kuru mama tüketmesini sağlayabilirsiniz.
  • Köpeklerinizin diş kaşımasına yardımcı olun. Diş kaşıma oyuncaklarından ya da kemiklerinden edinebilirsiniz. Bu durum köpeğinizin çenesinin güçlenmesinde de yardımcı olacaktır.
  • ProDen PlaqueOff® kullanarak köpeğinizin ağız ve diş bakımını yapabiliriz. Köpeğinizin ağız flora yapısı ile çalışır, mevcut tartarları çözer ve yeni tartarların birikmesini önleyen bir etki yaratır. Klinik olarak kanıtlanmış, olumlu sonuçlar oluşturur. Veteriner hekimler tarafından önerilmektedir. 
  • ProDen PlaqueOff® sizlere kullanım kolaylığı sunması ve hızlı etkisiyle dünyada en çok satan ağız ve diş bakım ürünleri arasına girmeyi başarmıştır.

Köpeklerde Diş ve Ağız Bakımı Rutini

Köpeklerinizin diş ve ağız bakımı rutinini evde kolaylıkla sağlayabilirsiniz. Ancak bu bakım için belirli periyodlarla veteriner hekim desteği de önemlidir. Eğer köpeğinizde aşağıda yer alan belirtiler bulunuyorsa, kısa süre içerisinde veteriner kliniğini ziyaret etmeniz önerilmektedir. 

  • Kırık dişler
  • Yoğun bir şekilde ağız kokusu
  • Yüz ya da ağızda pençe izi veya ağızdan kan gelmesi
  • Depresyon
  • Ağız içi şişlikler
  • Yeme ve içme rutininde ciddi derecede değişiklikler
  • Aşırı salya akıntısı durumu
  • Eksik ya da yanlış hizalanmış olan diş yapısı.

Ync  Oral Cure ile ağız ve diş bakımı yapmak artık çok kolay. Sprey diş etine sıkıldıktan sonra;

  • Dişetinde mikrosirkülasyonu arttırır.
  • Ağız florasında zararlı bakterilerle savaşır.
  • Uzun dönem kullanımda diş taşlarını parçalar.
  • Ağız kokusuna engel olur
  • Diş etinde dolaşımı hızlandırıcı, antienflamatuar, çürük önleyici ve antitartar özellikleri vardır.
  • Ağız kokusuna engel olur
  • Dişleri beyazlatır.
  • Kötü ağız kokusuna neden olan patojen bakterileri öldürür.
  • Diş eti kanamalarını tedavi eder, engeller.

Kedi ve Köpeklerde Dış Parazit Neden Olur? Belirtileri Nelerdir?

Parazitleri herhangi bir canlıya bağımlı olarak yaşamını sürdüren ve ihtiyaçlarını üzerinde bulunduğu canlıdan karşıladığı için bu sırada çeşitli hastalıkları ona taşıyabilen mikroorganizmalar olarak tanımlayabiliriz. Üzerinde yaşadığı canlının besinlerine ortak olan parazitler bu şekilde yaşamlarını sürdürürler. Böylelikle canlının hastalanmasına ve bitkin düşmesine neden olurlar.

En yaygın görülen ve bulunduğu canlıya hali hazırda taşıyor oldukları mikroorganizmaları bulaştırabilecek olan dış parazitler:

  1. Pireler: Genellikle siyah renge sahip pireler gözle görülebilir. Çok hızlı şekilde hareket ederler. Hızlı hareketlerin yanı sıra sıçrama kabiliyetleri de vardır. Toplamda 30 gün yaşamlarını sürdürebilirler. Bulundukları konakçıda üreyebilir ve yumurtalarını bırakabilirler. Nemli ve karanlık ortamları seven pireler genellikle ormanlık, otluk ve çalılık gibi alanlarda yoğun bir şekilde bulunurlar. Köpek ve kedilerinizi dışarı çıkardığınızda minik dostlarınız, pirelerin bir konakçısı olurlar. Genellikle bulunması zordur. Kulak çevresi, koltuk altı, boyun ve kasık bölgelerinde gözlemlenebilirler. Vücuttaki kanı emerek beslenen pireler taşıdıkları kan parazitlerini konakçıya bulaştırabilir, fark edilmedikleri zaman minik dostlarınızda belirli ve kalıcı hastalıklara da sebep olabilirler.
  2. Keneler: Keneler de yine pireler gibi hayvanlarınızda birçok hastalığa sebep olabilecek ektoparazitlerdir. Yine hayvanlarınızın vücutlarında gözle görülebilir bir şekilde yer alırlar. Kenelerin ağızlarında çengelli bir yapı bulunmaktadır. Hayvanlarınızın vücuduna yerleştiği zaman çengellerini derilerine geçirirler ve bu nedenle el ile hareket ettirmek çok tehlikeli ve neredeyse imkansızdır. Deri üzerinde tespit edildiğinde eğer el yardımıyla tutup çekilirse kafaları içerde kalır. Bu durum da hayvanınızın derisinde apseye sebep olur. Yine keneler de gölgelik ve nemli olan otlarda, toprakta ve ağaçlarda yer alırlar. Keneler özellikle köpeklerde görülen “Lyme” hastalığını bulaştırdıkları gibi, çeşitli türleri daha farklı hayati riskler barındıran hastalıklara da taşıyıcılık edebilir.
  3. Bitler: Isırıcı bitler ve Emici bitler olmak üzere iki farklı türü vardır. İki tür de genellikle tımarsız ve bakımsız hayvanlarda daha yaygın bir şekilde görülmektedir. Hayvanların boyun, baş ve sırt bölgelerinde yaygın olarak görülür. Kıllar arasında rahatlıkla fark edilirler. Konuk olarak hayvanların derideki lezyonlarını ve deri döküntülerini tercih ederler. Bu şekilde beslenirler. Hayvanlardan insanlara geçmezler. 

Emici bitler daha yaygın olarak görülmektedir. Kan emerek hayatlarına devam ederler. Üreme hızları oldukça yüksektir. Genç olan köpeklerde ve genellikle uzun tüyleri sahip köpeklerde daha yaygın şekilde görülürler. Sayı olarak oldukça fazla olmalarından kaynaklı; gelişme geriliği, anemi, az ya da çok kaşıntı, zayıflama kıl dökülmeleri ve hafif deri lezyonlarına sebep olurlar.

  • Uyuz etkenleri: Sarcoptes, Demodex ve Otodectes en sık görülen uyuz türleridir. Sarcoptes ve Demodex deriye yerleşir. Otodectes ise kulak uyuzudur. Genel olarak tüm türleri kaşıntı ve lezyonlarla seyreder. Tedavisi oldukça zor, inatçı etkenlerdir. Uyuzla birlikte genelde sekonder bakteriyel lezyonlara da sebebiyet verebilirler.

Dış Parazit Nedenleri

Dış parazit ilaçlamaları (dış parazit aşısı da denir ama esasen rutin bir ilaçlamadır) tam olmayan ve diğer hayvanlarla teması bulunan kedi ve köpeklerde dış parazit daha yaygın şekilde görülebilmektedir. Parazitler başka hayvanların eşyalarını kullanma ve çeşitli mekanizmalar nedeni ile ortaya çıkabilir. Dış parazitin etkilerinin görüldüğü hayvanlardan, kendi hayvanlarınızı uzak tutarak; dış parazitin yayılma ve bulaşma ihtimalinin önüne geçebilirsiniz. Ayrıca köpeğinizi ya da kedinizi gezdirdiğiniz alanda bulunan dış parazit popülasyonlarının fazla olması durumunda sadece evcil hayvanınızı ilaçlamanız yeterli gelmeyebilir. Bu popülasyonun çok olduğu alanlarda etkene yönelik alan ilaçlaması da yapılmalıdır. Hayvanlarınızı sık sık taramak ve incelemek dış parazitin önüne geçmeniz için sizlere büyük olanak sağlayacaktır. Dış parazite sahip hayvanların hangi belirtiler gösterdiğini bilmek siz hayvan sahipleri için oldukça önemlidir.

Dış Parazit Belirtileri

Dış parazite sahip hayvanlarda kaşınma belirtisi yoğun olarak görülmektedir. Hatta yoğun kaşınmadan kaynaklı hayvanların kaşıdıkları bölgelerinde tüy dökülmeleri ve deride lezyonlar da rastlanan diğer belirtiler arasında yer almaktadır. Tüylerin arasına gizlenmiş dış parazitler gözle görülür parazit çeşidi oldukları İçin kolaylıkla fark edilirler. Hayvanlarda yorgunluk, halsizlik, ishal, kusma ve bunun gibi belirtiler de görülebilir.

Köpeklerde ve Kedilerde Su Tüketimi

Su, tüm canlılar için gereklidir. Köpeklerde ve kedilerde su tüketimi nasıl olmalıdır sorusu sıklıkla merak edilir. Yeterli miktarda su içmek hem köpekler hem de kedilerin sağlığı için hayati önem taşır. Köpek ve kedilerin vücudunun %70’i sudan oluşuyor. Vücutta gerçekleşen her kimyasal işlem için su gerekliliktir. Tüm canlılarda olduğu gibi köpek ve kedilerde de su en önemli besindir.

Akciğerlerdeki havayı nemlendiren, kan dolaşımındaki oksijen ve besinleri hücrelere taşıyan su, aynı zamanda vücut sıcaklığının düzenlenmesine de yardımcı olur. Vücuttaki atıkların atılmasına yardımcı olurken aynı zamanda sinir sistemi işlevini de destekler.

Kedi ve köpekler günlük su ihtiyaçlarını çeşitli yollarla karşılamaktadırlar. Bunun en yaygın yöntemi ise su tüketimidir. Fakat ıslak mama yiyenler için su tüketimi biraz daha az olabilir. Çünkü ıslak mamalar, kuru mamalardan daha yüksek bir nem içeriğine sahiptir.

Evcil hayvanınızın ne kadar su tükettiğini nasıl anlarsınız? Sabahları evcil hayvanınızın su kabına ne kadar su koyduğunuzu ölçerek koyun. Bütün gün suya sürekli olarak erimesine izin verin ve evcil hayvan kâseyi boşaltırsa tekrar doldurun (ancak ne kadar su eklediğinizi ölçün). Günün sonunda, tabakta kalan miktarı ölçün. Evcil hayvanınızın ortalama ne kadar su içtiğini öğrenmek için bunu birkaç gün veya bir hafta boyunca yapın. Böylece ortalama olarak haftada ya da günde ne kadar su içtiğini takip etmiş olacaksınız. Eğer birden fazla evcil hayvanınız varsa ve bir tanesinin su tüketimini ölçmeniz gerekiyorsa su kabını diğerlerinden ayırabilirsiniz.

Köpekler Ne Kadar Su İçmeli?

Köpeklerde su ihtiyacı vücut ağırlığına göre dolayısı ile ırklara göre de değişiklik gösterir. Genel olarak normal bir sıcaklık ve nem ortamında orta nitelikte egzersiz yapan bir köpeğin günde yaklaşık 1-2 litre su içmesi gerekmektedir. Özellikle evcil köpekler sürekli olarak kuru mama ile beslendiği için taze ve serin suya olan ihtiyaçları yüksektir.

Bununla beraber çok sık idrarını yapmak ve çok fazla su içmek bir köpekte altta yatan tıbbi bir durumun da işareti olabilir. Özellikle şeker hastalığı, böbrek hastalığı, karaciğer, ateş ve enfeksiyon gibi hormonal bozukluklar çok fazla su içmesine neden olabilir. Bazı ilaçlar da susuzluğun artmasına sebep olur. Eğer evcil köpeğinizin normal zamanlarından daha fazla su içmeye başladığını fark ederseniz hemen bir veteriner hekim randevusu ayarlamanız gerekebilir.

Kediler Ne Kadar Su İçmeli?

Kediler normal şartlar altında gün içerisinde tükettiği kuru mama miktarının 4-5 katı kadar su tüketir. Yani günde ortalama 50 gr kuru mama yiyen bir kedi en az 200-250 ml su tüketmelidir. Tıpkı köpeklerde olduğu gibi evcil kedinizde de sık sık su içtiğini ve çok sık tuvalete gittiğini gözlemlerseniz bir veteriner hekim ziyareti yapmanız gerekebilir.

Yeterince su tüketmemiş bir köpek ya da kedi uyuşuk olabilir, gözleri donuk görünebilir, tükürükleri yapışkan ve diş etleri daha koyu olabilir. Böbrekleri sağlam çalışıyorsa susuz kalmış bir köpek ya da kedinin idrarı kötü kokar ve koyu sarı renktedir. Bununla beraber böbrek hastalığına sahip bir kedi ya da köpeğiniz varsa idrarı susuz kalsa bile açık renkte olabilir.

Özellikle kediler kimi zaman yeterince su içmezler. Bunun için farklı şeyler deneyebilirsiniz. Örneğin su kabının yerini değiştirebilir ya da şelaleli su kaplarından kullanabilirsiniz. Köpekler için ise ödül yöntemi kullanabilirsiniz. Köpeğinizi suyunu içtikten sonra “aferin” gibi sözcüklerle ödüllendirebilirsiniz.

Kedi ve Köpeklerde Yanıklar

Günümüzde orman yangınları felaketiyle beraber sık sık rastladığımız evcil ya da yaban hayvanlarındaki vakalar bizleri de neler yapabileceğimize dair düşünmeye sevk etmiştir. Bu yazımızda sizlere kedi ve köpeklerde yanıklar, yanık tedavisinde yapılması gerekenler hakkında bilgiler vereceğiz.

Kedi ve köpeklerde yanık tedavisi için ilk müdahale oldukça önemlidir. Yanık cildin üzerindeki bir yaralanma türüdür. Hastalarda en sık görülen yanık türleri; ısı kaynaklı termal yanıklar, halı gibi ipli eşyaların sürekli cilde sürtünmesinden kaynaklı mekanik yanıklar ve kostik, benzin gibi maddelerden dolayı gelişen kimyasal yanıklar.

Yanıkların Sınıflandırılması

Kedi ve köpeklerde yanık sınıflandırması cildin katmanının etkilendiği dereceye göre belirlenmektedir.

1. Derece Yanıklar: Derinin 1.katı (epidermis) yanmıştır. Kuru, hafif ve ödemli yanık türüdür.

2. Derece Yanıklar: Derinin 1.katı (epidermis) ve 2.katı (dermis) yanmıştır. Deride kabarcıklar oluşmuş olabilir.

3. Derece Yanıklar: Tüm deri katmanlarını kapsar hatta sinir uçları bile bazı durumlarda hasar görür. Deride renk değişimi, his kaybı şekillenebilir.

Yanık tedavisi yanığın derecesine bağlı olarak değişecektir. Hafif yanıklar genellikle herhangi bir tanı testine gerek kalmadan semptomatik olarak tedavi edilebilir. Yanık durumunda bir evcil hayvan sahibinin yapabileceği en iyi şey, hayvanı en kısa zamanda bir veteriner hekime götürmektir. Yanıklarda sadece cilt lekesi, önemsiz gibi görünen bir yer hızla ölü dokuya dönüşebilir. Bu da ağrılı bir süreçtir ve enfeksiyon riski de vardır. Bu nedenle herhangi bir yanık riskinde veteriner hekimin muayenesi gereklidir.

Her yanık türü farklı bir tedavi yöntemi gerektirir. Örneğin kimyasal yanıklara su uygulaması daha kötü bir hale getirirken termal yanıklarda hafif su tutmak iyi gelir. Bu nedenle veterinere yanık türü hakkında bilgi verilmelidir.

Özellikle banyodan sonra saç kurutma makinesiyle evcil hayvanınızı kuruturken istemeden yakabilirsiniz. Bu nedenle önce havluyla kurulama ardından ılık bir günse güneşte kurumasına izin verme en iyi yöntemdir. Kedi ve köpek kuruturken fön makinesinin soğuk ayarında kurutmak önemlidir. Kimi hayvanlar güneşe karşı da oldukça hassastır. Bu nedenle çok sıcak yaz günlerinde fazla güneşe maruz bırakmamak gerekmektedir.

Evcil hayvan yanıkları riski söz konusu olduğunda, zaman çok önemli hale gelir. Böyle durumlarda evcil hayvanınız için yapabileceğiniz en iyi şey, mümkün olan en kısa sürede bir veteriner hekime götürmek olacaktır. 

Ync Wound Cure ile yanık bölgesinde hızlı iyileşme sağlanabilir.

Ync Wound Cure yanık bölgelerde enfeksiyon riskini azaltmak ve iltihabı önlemek için kullanılabilir.  Ayrıca, anti-inflamatuar özellikleri sayesinde yanık bölgelerde tahrişi azaltmaya yardımcı olabilir. Koruyucu ve yatıştırıcı özelliklere sahiptir. Yanık bölgelerde cildin korunmasına yardımcı olabilir ve iyileşme sürecini destekleyebilir.

 

Dışkı Yeme (Kaprofaji)

Kaprofaji; sözlük anlamıyla dışkı yeme kedilerde ve köpeklerde görülen bir davranış bozukluğudur.  Evcil hayvanlarda en sık görülen rahatsızlıklardan biri olan dışkı yeme alışkanlığı, kedilerde nadiren köpeklerde ise sıklıkla görülmektedir. Kedilerde ve köpeklerde görülen bu olumsuz alışkanlıklar, çoğu zaman ciddi hayvan hastalıklarını da beraberinde getirir. Çünkü dışkılarda bulunan bir takım virüs ve bakteriler, kedi ve köpeklerin vücuduna girdiği için beraberinde büyük sorunları da getirmektedir.

Dışkı yeme alışkanlığına sahip olan kediler veya köpekler daha çok kendi dışkılarını yerken, aynı zamanda da farklı hayvanların da dışkılarını yiyebilirler. Bu durumda da mutlaka kedi veya köpeklerin gerekli tedavileri görmeleri gerekmektedir.

Dışkı yeme alışkanlığına sahip olan köpekler genellikle küçük yaşlarda olan yavrulardan oluşmaktadır. Yani hala anne sütü emen yavru köpeklerin dışkılarında belli oranda proteinler bulunduğu için anne köpekler yavrularının dışkılarını yerler.  Bu durumu gören yavru köpekler annelerini taklit ettikleri için dışkı yemeye başlarlar. Yavru köpekler veya yavru kediler sütten kesildikten hemen sonra dışkı yeme alışkanlıklarını bırakırlar. Normal şartlarda dışkı yeme alışkanlığı bu şekilde başlar ve yine yavruların sütten kesilmesi ile son bulur. Fakat bazı kedi ve köpekler her ne kadar annelerinden beslenmeyi bırakmış olsalar da dışkı yeme alışkanlığını sürdürmektedir. Bu durumda da bir takım beslenme bozuklukları veya çeşitli vücut sağlığı problemleri yaşanabilir. Dolayısı ile köpeklerde veya kedilerde görülen dışkı yeme alışkanlıklarının hemen önlenmesi gerekmektedir.

Dışkı Yeme Problemlerinin Nedenleri

Yukarıda belirtilen nedenlerden farklı olarak da bir takım sorunlar köpeklerde dışkı yeme alışkanlığı ortaya çıkarabiliyor. Dolayısı ile ilk olarak, dışkı yeme nedeni tam olarak tespit edilmeli ve bu yönde bir önlem alınmalıdır. Köpeklerde görülen dışkı yeme alışkanlıklarının başlıca nedenleri ise;

  • Beslenmedeki eksiklikler nedeniyle vücuda yeterli mineral alınamamasından dolayı besin dışı maddeleri tüketme eğilimi
  • Özellikle apartman dairesinde bakılan hayvanların yeterince dışarıda gezdirilmemesi nedeniyle bulunduğu ortama dışkılaması sonucu hayvanın bundan rahatsızlık duymasından dolayı dışkıyı yiyerek ortadan kaldırma isteği
  • Köpeğin sürekli zincirde bağlı kalması
  • Hareketsiz yaşam tarzı
  • Aynı ortamda çok sık bulunma
  • Sindirim sorunları ve bağırsak hastalıkları
  • Köpeklerin hoşuna giden çeşitli kokular
  • Sahipleri tarafından veya diğer hayvanlar tarafından ilgi görme isteği
  • Hayvanlarda oluşan aşırı ve yoğun stres

Tüm bunlar köpeklerde dışkı yeme alışkanlığını tetikleyen etmenlerin başında gelmektedir. Hayvan sahiplerinin ise bir an önce bu duruma bir çözüm üretmesi gerekir. Çünkü dışkı yeme alışkanlığına sahip olan köpeklerde ve kedilerde parazitlere bağlı olarak birçok çeşitli hastalık ortaya çıkabilir. Ayrıca hayvanların tüylerinde ve yine ağız kısmında dışkı yeme alışkanlığına bağlı olarak biriken zararlı virüsler ve parazitler, insan vücuduna da bulaşabilir. Dolayısı ile hem insanlarda hem de hayvanlarda istenmeyen çeşitte hastalıklar meydana gelecektir.

Evcil dostumuzda dışkı yeme alışkanlıklarının önüne geçmek için neler yapılabilir:

  • Dışkı yeme alışkanlığının nedeni bulunmalıdır. Bunun için  bir veteriner hekimden yardım almak gerekir
  • Eğer nedeni beslenme kaynaklı ise kaliteli kuru mamaya geçilmelidir
  • Vetri Science Canine Plus Multivitamin köpeğinizin ihtiyaç duyduğu gerekli vitamin mineral takviyesini sağlayacak ve bu sayede daha rahat bir şekilde kaprofajinin önüne geçilebilecektir
  • Anksiyete durumlarında ise kediniz veya köpeğinizle birlikte daha uzun vakit geçirerek, dışarıda daha uzun dolaştırarak
  • Vetri Science Composure’un doğal içeriğinden yardım alarak kedinizin ya da köpeğinizin anksiyetif davranışlarının önüne geçmeniz kolaylaşacaktır.