Köpekler İçin Şampuan Seçimi: Nelere Dikkat Edilmeli?

 

 

Köpek sahipleri olarak, sevimli dostlarımızın sağlıklı ve temiz bir cilde sahip olmalarını sağlamak için onları düzenli olarak yıkamak önemlidir. Ancak, doğru şampuanı seçmek, köpeğinizin cilt sağlığını ve genel refahını etkileyebilir. Peki, köpekler için şampuan seçerken nelere dikkat etmelisiniz?

  1. Köpeğin Cilt Tipi: Her köpeğin cilt tipi farklıdır. Bazı köpekler normal cilde sahipken, bazıları kuru veya hassas cilde sahip olabilir. Köpeğinizin cilt tipini anlamak için veterinerinizden veya köpek bakım uzmanından tavsiye alabilirsiniz. Cilt tipine uygun bir şampuan seçmek, cildin dengesini koruyarak cilt problemlerini önlemeye yardımcı olur.
  2. Köpeğin Yaşı: Köpek yavrusu, yetişkin veya yaşlı köpekler için özel olarak formüle edilmiş şampuanlar vardır. Köpeğinizin yaşına uygun bir şampuan seçmek, cildinin ihtiyaçlarını karşılamaya ve ona en iyi bakımı sağlamaya yardımcı olur.
  3. Cilt Problemleri: Eğer köpeğinizin cilt problemleri varsa (örneğin, kaşıntı, alerjiler, mantar enfeksiyonları), veterinerinizin önerdiği veya reçete ettiği şampuanları tercih etmek önemlidir. Özel formüle edilmiş şampuanlar, cilt sorunlarını iyileştirmeye ve rahatlama sağlamaya yardımcı olabilir.
  4. Doğal ve Güvenli İçerikler: Şampuanın içeriği önemlidir. Doğal, organik ve güvenli içeriklere sahip şampuanlar köpeğinizin cildine zarar vermez ve alerjik reaksiyonlara neden olmaz. Paraben, sülfat ve yapay renklendirici içermeyen ürünleri tercih etmek önemlidir.
  5. pH Dengesi: Köpeklerin cildi insanlarınkinden farklıdır ve daha farklı bir pH dengesine sahiptir. Köpekler için özel olarak formüle edilmiş şampuanlar, ciltlerinin doğal pH dengesini korur ve cilt sorunlarını önlemeye yardımcı olabilir.
  6. Köpeğin Koku Toleransı: Köpeklerin hassas koku duyusu vardır. Aşırı parfümlü veya güçlü kokulu şampuanlar, köpeğinizin hoşlanmayacağı kokulara neden olabilir. Kokusuz veya hafif kokulu şampuanlar tercih edebilirsiniz.
  7. Durulama Kolaylığı: Şampuanın kolayca durulanabilmesi önemlidir. Ağır kalıntılar bırakan şampuanlar, köpeğinizin cildinde tahrişe ve kaşıntıya neden olabilir. Durulanması kolay olan şampuanlar seçmek, köpeğinizin banyo deneyimini daha hoş yapabilir.
  8. Köpeğin Aktivite Düzeyi: Eğer köpeğiniz aktif bir yaşam sürüyorsa ve sıkça dışarıda oynuyorsa, suya dayanıklı veya uzun süreli etki sağlayan şampuanları tercih edebilirsiniz.
  9. Köpeğin Renk ve Tüy Yapısı: Bazı köpeklerin beyaz tüyleri veya özel renkleri vardır. Tüylerin parlaklığını koruyan ve renkleri koruyan şampuanlar tercih edebilirsiniz.

Son olarak, her köpek farklıdır, bu nedenle köpeğinizin ihtiyaçlarına en uygun şampuanı seçmek için veterinerinizin önerilerine danışmanız önemlidir. Ayrıca, köpekler için tasarlanmamış olan insan şampuanlarını kullanmamalısınız, çünkü köpek ciltleri ve pH dengeleri farklıdır ve insan şampuanları köpeğin cildine zarar verebilir.

Kedi ve Köpek Birbirine Nasıl Alıştırılır?

Günümüzde evlerimizi çeşitli türde hayvan dostlarımızla paylaşmaktayız. Gün geçtikçe evini bir ya da daha fazla hayvanla paylaşan kişi sayısı giderek artmaktadır. Kimi evlerde iki ya da üç kediyle yaşayanları, kimilerinde ise kedi ve köpeklerin birlikte yaşadığını görmek mümkündür. Bazen aynı türden hayvanların bir arada bulunması bile, hayvanlar arasında zaman zaman çatışmaya neden olabilmekte, çeşitli sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Farklı türden olan kedi ve köpeklerin ise aynı evde yaşaması konusunda, kişiler endişe duymakta ve bunu sağlamak için çeşitli yöntemlere başvurmaktadır. Yıllar boyu duyduğumuz klişelerin aksine kedi ve köpekler düşman değildir ve uygun ortamlarda, uyumlu bir şekilde yaşamaları pekala mümkündür. Bu yazıda kedi ve köpek birbirine nasıl alıştırılır sorusunun cevabı aranacaktır.

Kedi ve Köpeğin Birbirlerine Alıştırma Süreci

Kedi ve köpeğin aynı ortamda uyumlu bir şekilde yaşaması için, hayvanlardan sorumlu kişilerin gerekli uygun koşulları yaratması gerekmektedir. Bu hususta kişilerin dikkat etmesi gereken belli başlı noktalar bulunmaktadır. Kedi ve köpek birbirine nasıl alıştırılır sorusunun cevabını aşağıdaki maddelerle, şu şekilde ele alabiliriz:

  • Hayvanları Yavruyken Birbirlerine Alıştırmak: İnsan gibi, hayvanlar da birçok şeyi küçük yaşlarda öğrenmekte ve ilerleyen dönemlerde öğrendiklerini sergileme eğiliminde olurlar. Kediler ve köpeklerin birbirlerine alışma zamanı için en uygun dönem yavru oldukları hallerdir. İki türün de, kendilerinden farklı bir türü rahat kabullenebilmesi için, küçük yaşlarda birbirlerine aşina olmaları gerekmektedir.
  • Gerekli Ortamın Hazırlanması: Kedi ve köpeğin birbirlerine alışma sürecinde ihtiyaç duydukları en önemli şey, kendilerini güvende hissetmeleridir. Bu hayvanların kendilerini güvende hissedecekleri bir ortam yaratmak, hayvanların birbirilerine karşı hissedecekleri gerginliği azaltacak ve birbirlerini tehdit olarak algılamalarının önüne geçecektir.
  • Hayvanların Birbiriyle Tanışması: Yüz yüze tanışma gerçekleşmeden önce, kedinin kokusunun köpeğe, köpeğin kokusunun da kediye tanıtılması önemli bir faktör olacaktır. Böylece ilk karşılaşmalarında birbirlerini önceden tanıyor olacaklar ve tanıdık gelen koku, tehdit hissini azaltacaktır.
  • YNC PET AROMATERAPİ SERİSİ özel olarak hazırlanan ve kedi ve köpekler için uygun doz ve rejimlerde kullanma imkanı sunan yüksek kaliteli yağlar sayesinde kedi ve köpeklerde aromaterapi ile sakinlik sağlanarak kaygı ve stresin neden olduğu istenmeyen durumlar önlenebilir. Kedi ve köpekleriniz için  hazırlanmış aromaterapi uçucu yağları ile oluşabilecek depresyon, anksiyete gibi durumların önüne geçilmesinde yardımcıdır. Yatıştırır ve güven duygusu oluşmasına destek sağlar.

Eğer ki kedinin daha önce yaşadığı bir alana köpek geliyorsa;

  • Köpek gelmeden önce hem köpeğin sesine hem de kokusuna yavaşça alıştırmak gerekebilir.
  • Kedinin mama ve su kabını, tuvaletini ilk haftalarda köpeğin ulaşamayacağı bir yere koymak da önemli bir hareket olacaktır.
  • Köpek ilk geldiğinde, köpeğin hareketlerini kontrol etmek ve kediyi korkutmasına izin vermemek gerekir.
  • Birbirlerini koklamalarına kontrollü bir şekilde izin vermek yerinde bir davranış olacaktır.
  • İlk zamanlar iki hayvanı da baş başa bırakmamak, yerinde bir önlem olacaktır.
  • Kediler, özel alan konusunda köpeklerden daha hassastırlar. Bu nedenle köpeğin bu alanları tanımasını sağlamanız da gerekmektedir.
  • KOOL KAT® buluşmadan bir süre önce kullanmaya başlamak, kedinizin köpekle karşılaşmalarında pozitif kalmasını sağlayacaktır. Oluşabilecek anksiyetelerin önüne geçmesine yardımcı olacaktır. 

Eğer köpek olan bir eve kedi gelecekse;

  • Kediyi eve getiren kişinin kendiniz olması önemli bir detaydır. Kediyi benimsediğinizi köpeğe göstermeniz gerekmektedir. Böylece köpek sizi referans alarak kediyi daha kolay kabullenme eğiliminde olacaktır.
  • Kontrollü bir şekilde, yukarıdaki gibi iki hayvanın birbirini tanımasını sağlamanız gerekir. Bir süre sonra kedinin evde serbest dolaşmasını sağlayacak ortamı yaratmanız önemlidir.
  • Köpek, kediye karşı uysal ve olumlu davrandığında köpeği ödüllendirmek önemli bir noktada durmaktadır. Bu şekilde nasıl davranması gerektiğini kısa sürede, daha kolay kavrayacaktır.
  • Kedi geldikten sonra da köpeğinizle olan iletişiminizi ve ona karşı ilginizi sürdürmeniz, hatta arttırmanız, köpeğin kediyi kabullenmesine fayda sağlayacaktır.
  • Birbirlerini tam olarak kabullendiklerini tespit edene kadar iki hayvanı baş başa bırakmamaya özen göstermelisiniz.
  • KOOL DOG®  değişikliklerin veya stresli durumların neden olduğu davranış bozukluklarını önemli ölçüde azaltır ve zamanla bu davranış bozukluklarının önüne geçer. Köpeğinizin güven duygusunu tazeleyerek kediyle karşılaşmalarında rahat olmasını sağlar.

Bazı türlerde bu alıştırma daha meşakkatli olurken, bazı türlerde daha zor olabilmektedir. Sıkıntı yaşadığınız durumlarda, kedi ve köpek birbirine nasıl alıştırılır konusunda profesyonel yardım alabilirsiniz.

Köpeklerde Ağız Kokusunun Sebepleri Nelerdir?

Köpeklerde ağız kokusu, sık karşılaşılan problemlerdendir. İnsanlardakine benzer şekilde köpeklerde görülen ağız kokusu, genelde ağız içi ve dişlerde biriken bakterilerden ve hijyenin tam olarak sağlanmaması durumundan kaynaklamaktadır. Bu da ağız kokusunun oluşmasında, çoğunlukla köpeğin bakımının iyi yapılmadığına işaret edebilmektedir. Ancak köpeğin iyi bakıldığı koşullarda da yine ağız kokusu problemi oluşabilir. Ağız kokusunun nedeni genetiğe de bağlı olabilir ya da köpekte akut gelişen bir hastalıktan kaynaklanıyor olabilir. Köpeklerde ağız kokusunun nedenini tam olarak saptayabilmek için veteriner hekime başvurmak oldukça önemlidir. Ağız kokusuna neden olabilecek başlıca durumları aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür:

  • Dişte bakterilerin birikmiş olması, düzensiz fırçalama yapılması
  • Köpeğin hijyenine dikkat edilmemesi, kötü bakım yapılması
  • Diş etlerinde iltihaplanma olması
  • Kötü beslenme şartları
  • Ağız içerinde yaralanmalar, iltihaplanmalar ve çeşitli enfeksiyonlar
  • Midede, ciğerde ya da bağırsak gibi organlarda enfeksiyon olması durumu
  • Çeşitli iç parazitlerin varlığı
  • Böbrekte sorun olması
  • Şekerle ilgili sorunların olması (diyabet)
  • Irkla, genetikle ilgili problemler

Yukarıda sayılan nedenler, köpeklerde ağız kokusu oluşmasına neden olabilmektedir. Oluşan ağız kokusunun nedenini ve kaynağının ne olduğunu tam olarak saptayabilmek için köpekler mutlaka veteriner hekim kontrolünden geçirilmelidir. Böylece doğru tanı konularak köpekler uygun şekilde tedavi görebilirler. Böylece ağız kokusu problemi çözüme kavuşturulabilir, köpekler sağlıklarını geri kazanabilir. Köpek bakmakta olan kişiler gerekli önlemleri alarak ve hayvanın bakımına özen göstererek, köpekte ağız kokusunun ortaya çıkmasını da engelleyebilirler. Köpek bakan kişilerin nelere dikkat etmeleri gerektiğine ve nasıl önlemler alabileceklerine dair öneriler aşağıdaki başlıkta ele alınacaktır.

köpeklerde ağız kokusu

Köpeklerde Ağız Kokusunu Önlemek İçin Yapılması Gerekenler Nelerdir?

Bakılan köpeklerde ağız kokusu probleminin yaşanmaması için köpek bakan kişilerin göz önünde bulundurmaları gereken bazı unsurlar bulunmaktadır. Köpek bakımını üstlenen kişilerin, aşağıdaki durumlara dikkat etmeleri, ağız kokusunun engellenmesi kadar, hayvanın sağlığı için de oldukça önem taşımaktadır:

  • Köpeğin bakımını ve hijyenini sağlamak için gereken uygulamaları aksatmadan yapıyor ve takip ediyor olmak
  • Haftada birkaç kere köpeğin diş temizliğinin yapılmasını sağlamak, dişlerin özel macunlarla fırçalamasını yapmak
  • Ağız kokusunu önleyebilmek adına kuru mama tercih etmek, köpeğin iyi ve sağlıklı beslenmesine özen göstermek
  • Çeşitli oyuncaklar aracılığıyla, köpeğin tükürük ve salyaları ile ağız içerisindeki bakterileri ve artıkları atmasını sağlamak
  • Köpeğin rutin kontrollerini yaptırmak, köpeği düzenli aralıklarla muayene ettirmek
  • Aşılarının düzenli bir şekilde yaptırılması ve takibinin yapılması 
  • YNC Oral Cure bir fısla 24 saat tertemiz bir nefes sağlar. Lipozom teknolojisi sayesinde diş etine sıktığınız küçücük bir miktar bile anında mukoza altına girerek iyileşmeyi kaynağından sağlar. Böylece dostunuzun nefesi 24 saat boyunca ferah kokarken, diş ve diş eti hızlı bir şekilde iyileşme başlar.
  • ProDen PlaqueOff® mamasının üzerine dökerek köpeğinizin ağız sağlığını koruyabilirsiniz. ProDen PlaqueOff® %100 doğal, organik ve benzersiz yosun içeriği ile ağız kokusuna neden olabilecek plakların giderilmesini sağlar.

YNC Oral Cure, postbiyotikli lipozomal ağız ve diş bakım ürünüdür. Sprey, diş etine sıkılır sıkılmaz tüm ağızda bir film tabakası oluşur ve bu koruyucu film tabakasının etkisi 24 saat sürer. Yutma ve tükürük ile etki kaybı yaşanmaz. Sprey, antienflamatuar, antiseptik ve antitartar özelliğe sahiptir. Ağız florasını korumada benzersiz etkisiyle tannaz, 6 haftalık kullanımda diş taşlarında gözle görülür etki sağlar.

ProDen PlaqueOff®, plak birikimini, tartar oluşumunu azaltmak ve ağız kokusunu iyileştirmek için klinik deneylerde gösterilen, seçilmiş doğal deniz yosunu içeren patentli bir yem takviyesidir.

Yukarıdaki durumlara dikkat edilmesi sonucunda, köpeklerde ağız kokusu oluşumu önlenebilmektedir. Ancak hijyenin ve bakımın iyi bir şekilde yapılmasına ve gerekli özenin gösterilmesine rağmen köpekte oluşan ağız kokusu, bir iç hastalığa da işaret ediyor olabilir. Bu nedenle düzenli kontroller hayatı önem taşımaktadır. Özellikle önlenemeyen ve nedeni anlaşılamayan ağız kokularının sebebini anlamak için veteriner hekime başvurmak gerekmektedir.

Köpeklerde Tuvalet Eğitimi Nasıl Verilir?

Köpekler, insana olan bağlılıkları ve samimiyetleri ile insan dostu canlılardır. Bir köpekle yaşamanın birçok avantajı olduğu gibi dezavantajları da bulunur. Köpek beslemenin en büyük sıkıntısı tuvalet ihtiyacıdır. Kediler gibi köpekler de başlarda tuvalete nereye gideceklerini bilemeyebilirler. Bunun için eğitilmeleri gerekir.

Köpekler İçin Tuvalet Eğitimi

Evinde köpek beslemek isteyen birçok kişinin merak ettiği konulardan birisi olan köpeklerde tuvalet eğitimi, köpeğinizin tuvalet problemlerini en aza indirmek ve tuvalet ihtiyaçlarını yönetmek için bilinmesi gereken bir konudur. Bir köpeğin tuvaleti geldiğinde bulunduğu yere ya da daha öncesinde evde tuvaletini yaptığı bir bölgeye yeniden yapmasının nedeni köpeğin tuvalet eğitimimin olmamasıdır. Evcil hayvanınızın tuvalet ihtiyacını yönetmek için bilinmesi gereken konular vardır.

1.      İlk Kural Sabırlı Olmaktır

Eğitim, köpeğinizin eve geldiği andan itibaren başlamalıdır. Aksi takdirde köpeğiniz evin herhangi bir yerine kaka yapabilir. Tuvalet eğitimi kolay değildir çünkü kedilerin aksine köpekler kendi kendini temizlemezler ve hijyeni sevmezler. Netice olarak köpek sahiplerinin tüm küçük sürprizlere karşı çok sabırlı olmaları gerekmektedir. Evcil dostlarıyla vakit geçirmeleri ve tuvalet kazalarına hazırlıklı olmaları gerekir.

2.      Ev İçi Tuvalet Eğitiminde Yaş Önemlidir

Köpeğinizin tuvalete nereye gideceğini belirledikten sonra, tuvalet eğitiminde ilk belirleyici faktör köpeğinizin yaşıdır. Köpeğiniz bir köpek yavrusuysa, eğitim bazı yönlerden daha kolaydır. Köpeğiniz henüz sizden önce eğitilmediği için ev düzenine alışması daha kolay olacaktır.

Ancak yavru köpekler henüz komut almaya alışkın olmadıkları için önce sizi dinlemeyi öğrenmelidirler. Köpeğiniz siz sahiplenmeden önce başka bir yerde yaşadıysa, alışkanlıklarını sürdürmek isteyecektir. Ancak yetişkin köpekler, emirlere itaat etmede yavru köpeklerden daha iyidir.

3.      Tuvalet Yapacağı Alanı Hazırlayın

Köpek sahipleri, evlerinde ikinci banyoları, kullanılmayan odaları veya teras ve balkon gibi alanları köpek tuvaletine dönüştürme eğilimindedir. Köpeğinize eve geldiği andan itibaren bu alanları gösterin ki köpeğiniz burayı sahiplenebilsin. Köpeğiniz eve ilk geldiğinde, evin onun yaşam alanı olduğunu belirtmesi açısından idrarını yapar. Bunu anladıktan sonra onu hemen banyoya götürün ve idrar yapana kadar hiçbir yere gitmesine izin vermeyin.

Sonrasında ona bir ödül verin ve her tuvalete gittiğinde onu sevin. Tuvaletin bu alanına mutlaka gazete kâğıdı, köpek kumu ya da köpek klozet yastığı koyun ve bu malzemeleri kullandıklarından emin olun. Köpeğinizin kötü kokan şeyleri koklamasına asla engel olmayın. Ayrıca ikinci bir tuvalete ihtiyaç duyana kadar tuvalet alanlarını temiz şeylerle değiştirmeyin. Böylece ikinci kez tuvalete giden ve kendi dışkısını ve idrarını koklayan bir köpek, yavaş yavaş bunun tuvalet alanı olduğunu anlamaya başlayacaktır.

4.      Tuvalet Bölgesi Dışında Kalan Her Yeri Hijyenik Hale Getirin

Köpekler, tuvalete nereye gideceklerini belirlemek için benzersiz koku alma duyularını kullanırlar. Yani köpeğiniz evin herhangi bir yerindeki banyoyu kullanıyorsa, o bölgeyi temizlemez ve kokuyu gidermezseniz, yine aynı alandaki banyoyu kullanmayı deneyecektir. Bu şekilde köpeğiniz tuvalet dışında hiçbir yerde kötü koku almamalıdır.

Kullandığınız tuvalet, banyo gibi odalardan koku alırlarsa oraya dışkılayabilirler. Bu alanlarda kapıları kapalı tutun ve köpeğinizin bu alanlara girmesine asla izin vermeyin. Evdeki çöpün varlığı da köpeğiniz için bir tetikleyicidir. Bunu yapmak için evin dışında, örneğin balkonlarda ve bahçelerde çöp biriktirmek faydalıdır. Kendi tuvaleti dışında her şey temiz ve kokusuz olduğu için köpeğiniz evin hiçbir yerinde tuvaleti kullanmamak üzere eğitilmiştir.

5.      Köpeğinizi İyi Gözlemleyin

Köpekler yemek yedikten hemen sonra tuvalet ihtiyaçlarının giderilmesini isteyeceklerdir. Bu yüzden onu besleyip su içtikten hemen sonra banyoya götürün ve tuvaletini yapmasını bekleyin. Doğru yere işediği için onu ödüllendirin. Yanlış yerde yaparsa kısa emirlerle uyarın ve asla cezalandırmayın. Evcil hayvanınızı tuvalet eğitimi sırasında daima denetleyin. Köpek davranışları alışkanlıklardan doğarlar ve benzer durumlara içgüdüsel olarak aynı tepkiyi verirler.

Köpeğiniz tuvalete gittiğinde hep aynı hareketleri yapar. Bu nedenle, tuvalete gitmesi gerektiğinde nasıl davrandığını ve hangi hareketleri yaptığını dikkatlice izleyin. Kolayca ulaşabileceği bir yere koyduğunuz tuvalete ulaşana kadar davranışını gözlemleyin. Aynı davranışı tekrarladığı anda onu hemen o tuvaleti belirlediğiniz yere götürün. Köpekler tuvalete gittiklerinde her zaman kaka yapıp işemezler. Bazen ilgilenilmediklerinde veya hastalandıklarında da tuvalete giderler.

“Kedilerde Tuvalet Eğitimi” hakkında yazılan bir başka yazımızı görüntülemek için tıklayınız…

Kediler Neden Suyu Sevmez?

Kediler insanlar tarafından çok fazla ilgi gören canlılardan biridir. Kedilerin kendilerine özgü özellikleri nedeni ile haklarında pek çok araştırma yapılır. Bu sevimli canlıların suyu neden sevmediği de merak edilen konulardan biridir. Bilindiği üzere kediler su ile temas etmekten hoşlanmazlar. Ancak musluğu açtığınız zaman hemen yanınıza koşarak akan sudan su içmek isteyebilirler. 

Kediler Banyo Yapmayı Neden Sevmez?

Kedi sahipleri kedilerine banyo yaptırmak isteyebilir ama bazı kediler bu durumdan nefret eder ve kaçacak delik ararlar. Çoğu zaman bir kediye banyo yaptırmak son derece zordur. Su sesinin şiddetlendiğini duydukları anda ise ortamı terk etmek için ellerinden geleni yapacaklardır.

Kedilerin suya karşı gösterdikleri bu tepkinin tam olarak neden olduğu bilinmez. Ancak bilinen bir gerçek vardır ki kediler suyu sevmez ve temas etmekten hoşlanmaz. Kedilerin suyu neden sevmedikleri ile alakalı olarak birtakım tezler bulunur. Hayvan davranışı uzmanları kedilerin neden suyu sevmedi ile ilgili bazı araştırmalar gerçekleştirir.

Kedilerin Su Sevmemesinin Nedeni Avcı Ataları mı?

Kedilerin binlerce yıl önce yaşamış olan avcı ataları genellikle kurak ortamlarda yaşamlarını sürdürmüşlerdir. Bu dönemde kediler su kaynaklarını yalnızca susuzluk ihtiyaçlarını gidermek adına kullanmışlardır. Fakat kediler suyun içerisine girerek banyo yapmamışlardır. Evcilleşme aşamasında su kaynaklarından uzak kalmaları kedilerin suya karşı reaksiyon geliştirmelerine neden olmuş olabilir.

Bilindiği üzere kedilerin tüyleri oldukça sık bir dizilime sahiptir. Tüyler ıslandığı zaman ağırlaşma meydana gelir. Ağırlaşma meydana gelmesi durumunda kediler rahat hareket edemez. Bu durumda kediler doğadaki avcılara karşı savunmasız olduklarını düşünebilirler. Tüylerinin suya değdiğinde ağırlaşmasını deneyimlemeleri nedeni ile sudan nefret ediyor olabilirler. Kediler her zaman atik özellik gösterir. Ancak ıslandıkları zaman bunu gerçekleştirmek son derece zordur.

Kedilerin Banyo Yaptırılması Doğru mu?

Kediler kokulara karşı insanlardan çok daha hassastır. Bu nedenle musluk suyundan gelen kimyasal kokular kedilerin rahatsız olmasına neden olabilir. Bunun yanında şampuanlar da kedileri rahatsız eden kokulara sahiptir. 

Kediler yapıları gereği temiz hayvanlardır. Düzenli olarak kendilerini yalarlar ve özel tükürük sistemleri sayesinde kendilerini temizlerler. Kedilerin tükürük yapıları antibakteriyel özelliğe sahiptir. Bu nedenle sağlıklı ve kendini yalayan bir kedinin yıkanmasına gerek yoktur. Veteriner hekimleri de kedilerin yıkanmaması konusunda hem fikirdir. Ancak kediler kendilerini yalayamayacak durumda ise bir hastalığı varsa ya da çok kirli ise yıkanmasında herhangi bir sakınca yoktur. Kedilerin ihtiyaçları doğrultusunda banyo yaptırılırken doğru teknikler ve araçlar ile yıkanmasına özen göstermek gerekir. 

Her Kedi Türü Suya Aynı Tepkiyi mi Verir?

Kediler genellikle suyu sevmez ancak her kedi için durum aynı değildir. Suyu seven hatta su ile oynamaya bayılan kediler de bulunur. Bu tamamen kedinin karakterine göre değişen bir durumdur. Kediler suyu sevmez diye bir genelleme bulunsa da istisna durumlar da bulunmaktadır.

Kedilerin büyük bir kısmı banyo yapmayı sevmez. Ancak iş su ile oynamaya gelince buna bayılan kediler de vardır. Kedilerinizin suyu sevmesini istiyorsanız onları pozitif olarak eğitebilirsiniz. Bunun için ödül mamaları kullanabilirsiniz. Böylece su ile travmatik bir şekilde tanışmalarının önüne geçilmiş olur. Kendileri temizlemeyi ihmal etmeyen kedilerin yıkanmalarına gerek yoktur. Çok büyük yaramazlıklar yapıp kötü bir şekilde kirlenen ya da bir rahatsızlığı nedeni ile kendini yalamayı bırakan kediler yıkanabilir fakat onun dışında kedilerin yıkanmasına gerek yoktur. 

Kedilerin Tuvaletinin Geldiği Nasıl Anlaşılır?

Kedilerin tuvaletinin geldiğinin nasıl anlaşılacağı birçok kişi tarafından merak ediliyor. Kedi sahipleri ya da kedi sahiplenmeyi düşünen kişiler bunun nasıl olduğunu öğrenmeyi isteyebilir. Kedilerin tuvaleti olup olmadığını anlamak için yapılması gereken şey onların gözlemlenmesidir. Eğer kediler daha önce bir yere tuvaletini yapmış ise buranın kokusunu alırlar.

Yine tuvaleti geldiği zaman buranın kokusunu aldığı için aynı yere yapmayı ister. Aynı zamanda tuvaleti gelen kedilerin uygun bir köşe bulmaya çalışması da söz konusu olabilir. Kedilerde bu gibi durumlar olduğu zaman tuvaleti geldiğini anlamak mümkündür. Bunun haricinde kedilerin yaptığı hareketlerden tuvaleti olup olmadığını anlamak maalesef pek mümkün değildir.

Kedilerde Tuvalet Eğitimi

Kedilere tuvalet eğitimi verilmesi oldukça önemlidir. Kedi sahiplenildikten sonra eve alındığı an hemen tuvalet eğitimi verilmesi gerekir. Kedi tuvaletini kullanma ya da kum kabını kullanma konusunda gerekli eğitimler verilmelidir. Kedilerin tuvaletinin geldiği anlaşılırsa hayvanı alarak kum kabına yerleştirmek işe yarar. Sabah erken saatlerde ise kedinin yemekten sonra tuvalete götürülmesi gerekir.

Aynı şey gece yatmadan önce de yapılmalıdır. Bu sayede kedinin alışması sağlanarak tuvalet eğitimi verilmiş olur. Kedi duruma alışana ve artık kendi başına tuvalete gidene kadar bu hareketin yapılması gerekiyor. Genel olarak 1 hafta içerisinde kediler tuvalete alışır ve eğitim tamamlanır. Eğitim için kedinin yaşlı veya yavru olması gibi bir durum söz konusu değildir. Her kediye tuvalet eğitimi eve alınır alınmaz verilmelidir.

Yavru Kedilerde Tuvalet Eğitimi

Kedilerde her yaşta tuvalet eğitimi verilebilmesine karşın yavru kedilerde daha kolay bir şekilde veriliyor. Çünkü bu kediler öğrenmeye daha açıktır. Yavru kediyi eve aldığınız zaman kısa bir sürede tuvalet alışkanlığı edinmesini sağlamak mümkündür. Kediyi kuma bırakarak kumu karıştırmanız ve bunu kediye göstermeniz yeterlidir. Kedi, kumu kazmayı öğrendikten sonra onu bırakarak kuma kendi kokusunu vermesini sağlayabilirsiniz.

 Böylece kedi kuma alışır ve tuvaletini oraya yapmaya başlar. Kedi kuma alıştıktan sonra ona mama ve su vermek önemlidir. Mamadan yarım saat sonra kuma götürerek tuvaletini oraya yapmasını sağlayabilirsiniz. Yavru kedi, tuvaletini kuma yapamaz ise bir daha karıştırarak ona göstermeniz gerekebilir. Bu şekilde yavru kedilerin tuvalet eğitimi alması sağlanabilir.

Kedinin Tuvaleti Geldiği Anlaşılırsa Ne Yapılmalıdır?

Kedilerin tuvaleti geldiği anlaşılırsa onu kuma ya da kedi tuvaletine götürmek gerekebilir. Eğer kedi tuvalet eğitimi almışsa ve kendi başına tuvaletini yapmaya alışmışsa herhangi bir şey yapmanıza gerek yoktur. Kedi zaten kendisi kuma giderek tuvaletini yapacaktır. Ancak eğitim almamışsa alışana kadar kuma götürmek ve ona yardımcı olmak önemlidir.

Kedi alıştığı zaman her tuvaleti geldiğinde kuma giderek tuvaletini yapar. Kediler genel olarak kumlarını temizlemez. Bu nedenle sizlerin kedi kumunu temizlemesi gerekir. Kedi tuvaletini de ortalama olarak hafta 1 defa temizlemek, dezenfekte etmek önemlidir. Bu sayede daha rahat bir kedi tuvaleti oluşturulur. Tuvaletin büyük olması da kediler için avantaj sağlar. Çünkü bu hayvanlar rahat hareket ettikleri zaman tuvaletini daha kolay bir şekilde yapar ve oraya alışması kolaylaşır.

Kedilerin Tuvaletini Yaptığı Kumlar Ne Zaman Değiştirilmelidir?

Kedilerin tuvaletini yaptığı kumlar belirli aralıklar ile değiştirilmelidir. Böylece kediler kendini daha rahat hisseder. Genel olarak 3 haftada bir değişim yapılması önemlidir. Aynı zamanda günlük olarak topaklanmış kumun ve dışkıların da alınması gerekir. Kumun temiz olması daha iyi olacaktır. Eğer bir hastalık ya da parazit gibi bir durum söz konusuysa veteriner hekimin önerdiği aralıklarla kumun değişmesi doğru olacaktır.

Kediler Neden Tırmalar?

Kediler sahiplerine sadık olmalarının yanı sıra oldukça da eğlenceli canlı türleri arasında yer alırlar. Doğaları gereği oynarken, ya da sizin fark etmeden yaptığınız hareketleri doğadaki yaşantılarıyla bağdaştırıp bu hareketleri sizin amacınızdan farklı algıladığında, zaman zaman ısırmaları ile beraber tırmalama huyları ortaya çıkabilir. Bu yazımızda sizlere “kediler neden tırmalar?” sorusuna cevaplar vereceğiz.

Kediler agresif hareketler sergiledikleri zamanlarda tırmalama eylemi içerisine girebilirler. Tırmalama durumumun ortaya çıkması, kedilerin sağlığı açısından büyük bir öneme sahiptir. Kediler tırmalama eylemi ile vücutlarının tamamında germe ve sırt kaslarında oluşan gerginliği en aza indirme avantajını elde ederler. Ayrıca kediler tırmalama işlemleri ile pençelerinin dış katmanlarında sergiledikleri enerjiyi artırırlar. Böylelikle pençelerinin alt kısımlarında bulunan keskin katmanlar ortaya çıkar. Kediler, ellerine geçirmiş oldukları herhangi bir oyuncakta tırmala içgüdülerini daha çok geliştirirler.

Kediler Tırmalama Huylarından Nasıl Vazgeçer?

Kediler zaman zaman birçok nedene bağlı olarak tırmalar. Bu anlamda kediler içgüdüsel olarak alanını işaretleme amaçlı veya yine içgüdüsel olarak tırnaklarını törpüleme amaçlı tırmalama eylemi içerisine girebilirler. Kedilerin tırmalama huyundan vazgeçirmek oldukça güçtür. Ayrıca tırmalama huylarından vazgeçirmek, kedilerin sağlığı açısından da doğru bir alternatif değildir.

Kedilerde tırmalama özellikle ev içerisinde bulunan eşyalardan dolayı sahibi açısından hoş olmayan durumlar ortaya çıkarabilir. Kedilerin tırmalamasından kaynaklı olarak eşyaların deforme olması, ev içerisinde bulunanların huzurunu kaçırır. Bu neden ile tırmalama huyunun en aza indirilmesi ve ev içerisinde eşyaların zarar görmemesi için bazı alternatifler veya kediler için özel olarak üretilen alternatifler değerlendirilebilir.

Kedilerin Tırmalaması İçin Uygun Eşyalar Nelerdir?

Kedilerin tırmalama zamanlarında zararı en aza indirmek için tırmalama işlemi için üretilen parçalar pet shoplar tarafından alıcısına ulaştırılır. Tırmalama döneminde olan kediye alternatif sağlamak için öncelikle tırmalama tahtası/ağacı en ideal seçimdir. Tırmalama tahtası/ağacı alırken, kedinin yaşı büyük bir önem taşıdığından, yetişkin ve egzersiz yapan bir kedi için sağlam bir tırmalama ağacı alınmalıdır.

Tırlama tahtası/ağacı, kedinin normal olarak tırmalamış olduğu yerin yakın bir bölgesine yerleştirilmeli ve kedi tırmalamış olduğu yer yerine tırmalama tahtasını/ağacını seçtiğinde ödül bisküvisi/maması ile ödüllendirilmelidir.

Kediler Tırnaklarını Neden Tırmalar?

Kediler için tırmalama bölgeyi belirlemenin en doğal yöntemleri arasında yer alır. Kediler tırmalama işlemleri sonrasında oldukça etkili bir esneme hareketi kazanırlar. Tırmalama hareketlerini yalnızca eşyalara karşı değil kendi tırnaklarına karşı da yaparlar. Böylelikle tırnaklarının daha sivri ve keskin olmasını sağlarlar. Ayrıca tırmalama ile bırakacakları fiziksel işaretlerin yanı sıra hormonal salgılar/feromonlar da üretilir.

Tırmalama Alanını Nasıl Değiştiririz?

Öncelikle tırmalanmasını istemediğimiz bölgeyi temizliyoruz. Temizleme işleminde koku gidericilerden veya doğal sabunlardan yararlanabiliriz. Böylelikle eşyalardan kedilerin pati ile bıraktıkları ”bölge mesajlarını” temizliyoruz.

Kool Kat Home Spreyi temizlediğimiz alana sıkıyoruz. Kedilere ”mutluluk” ve ”güven” sinyalleri vererek tırmalamasını önlüyoruz. Gerekli oldukça spreyi kullanmaya devam ediyoruz.

Tırmalama kedilerin doğasında bulunduğu için mutlaka tırlama tahtası alıyoruz. Tırlama tahtasını kedinin eski tırmalama alanına yakın yerleştiriyoruz.

 

Köpeklerde Ağız ve Diş Bakımı Nasıl Olmalıdır?

Köpeklerde ağız ve diş sağlığı oldukça önemlidir. Köpek sahipleri; köpeklerinin ağız ve diş sağlığını nasıl koruyacakları konusunda genellikle kaygılanmaktadırlar. Bu noktada akıllara “Köpeklerde ağız ve diş bakımı nasıl olmalıdır?” sorusu gelmektedir. Aslında köpeklerin ağız ve diş bakımları biz insanlara göre daha kolaydır. Dostlarımızın dişleri oluşan çürük ve bakterilere karşı daha dirençlidir. Sizler için köpeklerde ağız ve diş bakımının nasıl yapılacağı konusunu maddeler halinde açıkladık;

  • Köpeklerinizin dişlerini temizlemek için iyi bir diş fırçasına ihtiyacınız vardır. Diş fırçası satın alırken çift başlı olmasına özen göstermeniz önemlidir. Bu fırçalar 45 derecelik açı ile yerleştirilmiştir. 45 derecelik açıya sahip bu diş fırçaları sayesinde köpeğinizin diş bakımını rahat bir şekilde yapabilirsiniz.
  • Köpeğinizi diş fırçasına alıştırmak ilk etapta zor olabilir. Bazı köpekler dişlerinin fırçalanmasını istemez ya da bu işlem gerçekleşmemesi için sizlerle inatlaşır. Bu noktada diş fırçalama olayını eğlenceli bir etkinliğe dönüştürmeniz önemlidir. Bu şekilde köpeğinizi diş fırçasına rahat bir şekilde alıştırabilir, stresten uzak bir biçimde; diş sağlığını koruyabilirsiniz.
  • Eğer yavru bir köpeğe sahipseniz, bu sizin için bir avantaj! Genellikle yavru köpekler bu tür eğitimlere daha yatkındır. Bu nedenle yavru köpeğinize diş fırçalama rutine alıştırmak için tam zamanı olabilir.
  • Diş fırçasının yanı sıra diş macunu seçimi de köpeklerinizin diş bakımı için oldukça önemlidir. Diş macunu tercihiniz tabi ki köpeklere uygun diş macunlarından yana olmalıdır. Şu noktayı unutmamanız gerekir ki; insanlar için kullanılan diş macunları florür içermektedir. Florür maddesi köpekler için zehirleyici bir maddedir.
  • Köpeklerin diş yapıları benzer olsa da diş yapılarının hassasiyeyi tamamen farklıdır. Bu noktada köpeğinizin kuru mama tüketmesini sağlayabilirsiniz.
  • Köpeklerinizin diş kaşımasına yardımcı olun. Diş kaşıma oyuncaklarından ya da kemiklerinden edinebilirsiniz. Bu durum köpeğinizin çenesinin güçlenmesinde de yardımcı olacaktır.
  • ProDen PlaqueOff® kullanarak köpeğinizin ağız ve diş bakımını yapabiliriz. Köpeğinizin ağız flora yapısı ile çalışır, mevcut tartarları çözer ve yeni tartarların birikmesini önleyen bir etki yaratır. Klinik olarak kanıtlanmış, olumlu sonuçlar oluşturur. Veteriner hekimler tarafından önerilmektedir. 
  • ProDen PlaqueOff® sizlere kullanım kolaylığı sunması ve hızlı etkisiyle dünyada en çok satan ağız ve diş bakım ürünleri arasına girmeyi başarmıştır.

Köpeklerde Diş ve Ağız Bakımı Rutini

Köpeklerinizin diş ve ağız bakımı rutinini evde kolaylıkla sağlayabilirsiniz. Ancak bu bakım için belirli periyodlarla veteriner hekim desteği de önemlidir. Eğer köpeğinizde aşağıda yer alan belirtiler bulunuyorsa, kısa süre içerisinde veteriner kliniğini ziyaret etmeniz önerilmektedir. 

  • Kırık dişler
  • Yoğun bir şekilde ağız kokusu
  • Yüz ya da ağızda pençe izi veya ağızdan kan gelmesi
  • Depresyon
  • Ağız içi şişlikler
  • Yeme ve içme rutininde ciddi derecede değişiklikler
  • Aşırı salya akıntısı durumu
  • Eksik ya da yanlış hizalanmış olan diş yapısı.

Ync  Oral Cure ile ağız ve diş bakımı yapmak artık çok kolay. Sprey diş etine sıkıldıktan sonra;

  • Dişetinde mikrosirkülasyonu arttırır.
  • Ağız florasında zararlı bakterilerle savaşır.
  • Uzun dönem kullanımda diş taşlarını parçalar.
  • Ağız kokusuna engel olur
  • Diş etinde dolaşımı hızlandırıcı, antienflamatuar, çürük önleyici ve antitartar özellikleri vardır.
  • Ağız kokusuna engel olur
  • Dişleri beyazlatır.
  • Kötü ağız kokusuna neden olan patojen bakterileri öldürür.
  • Diş eti kanamalarını tedavi eder, engeller.

Kedi ve Köpeklerde Dış Parazit Neden Olur? Belirtileri Nelerdir?

Parazitleri herhangi bir canlıya bağımlı olarak yaşamını sürdüren ve ihtiyaçlarını üzerinde bulunduğu canlıdan karşıladığı için bu sırada çeşitli hastalıkları ona taşıyabilen mikroorganizmalar olarak tanımlayabiliriz. Üzerinde yaşadığı canlının besinlerine ortak olan parazitler bu şekilde yaşamlarını sürdürürler. Böylelikle canlının hastalanmasına ve bitkin düşmesine neden olurlar.

En yaygın görülen ve bulunduğu canlıya hali hazırda taşıyor oldukları mikroorganizmaları bulaştırabilecek olan dış parazitler:

  1. Pireler: Genellikle siyah renge sahip pireler gözle görülebilir. Çok hızlı şekilde hareket ederler. Hızlı hareketlerin yanı sıra sıçrama kabiliyetleri de vardır. Toplamda 30 gün yaşamlarını sürdürebilirler. Bulundukları konakçıda üreyebilir ve yumurtalarını bırakabilirler. Nemli ve karanlık ortamları seven pireler genellikle ormanlık, otluk ve çalılık gibi alanlarda yoğun bir şekilde bulunurlar. Köpek ve kedilerinizi dışarı çıkardığınızda minik dostlarınız, pirelerin bir konakçısı olurlar. Genellikle bulunması zordur. Kulak çevresi, koltuk altı, boyun ve kasık bölgelerinde gözlemlenebilirler. Vücuttaki kanı emerek beslenen pireler taşıdıkları kan parazitlerini konakçıya bulaştırabilir, fark edilmedikleri zaman minik dostlarınızda belirli ve kalıcı hastalıklara da sebep olabilirler.
  2. Keneler: Keneler de yine pireler gibi hayvanlarınızda birçok hastalığa sebep olabilecek ektoparazitlerdir. Yine hayvanlarınızın vücutlarında gözle görülebilir bir şekilde yer alırlar. Kenelerin ağızlarında çengelli bir yapı bulunmaktadır. Hayvanlarınızın vücuduna yerleştiği zaman çengellerini derilerine geçirirler ve bu nedenle el ile hareket ettirmek çok tehlikeli ve neredeyse imkansızdır. Deri üzerinde tespit edildiğinde eğer el yardımıyla tutup çekilirse kafaları içerde kalır. Bu durum da hayvanınızın derisinde apseye sebep olur. Yine keneler de gölgelik ve nemli olan otlarda, toprakta ve ağaçlarda yer alırlar. Keneler özellikle köpeklerde görülen “Lyme” hastalığını bulaştırdıkları gibi, çeşitli türleri daha farklı hayati riskler barındıran hastalıklara da taşıyıcılık edebilir.
  3. Bitler: Isırıcı bitler ve Emici bitler olmak üzere iki farklı türü vardır. İki tür de genellikle tımarsız ve bakımsız hayvanlarda daha yaygın bir şekilde görülmektedir. Hayvanların boyun, baş ve sırt bölgelerinde yaygın olarak görülür. Kıllar arasında rahatlıkla fark edilirler. Konuk olarak hayvanların derideki lezyonlarını ve deri döküntülerini tercih ederler. Bu şekilde beslenirler. Hayvanlardan insanlara geçmezler. 

Emici bitler daha yaygın olarak görülmektedir. Kan emerek hayatlarına devam ederler. Üreme hızları oldukça yüksektir. Genç olan köpeklerde ve genellikle uzun tüyleri sahip köpeklerde daha yaygın şekilde görülürler. Sayı olarak oldukça fazla olmalarından kaynaklı; gelişme geriliği, anemi, az ya da çok kaşıntı, zayıflama kıl dökülmeleri ve hafif deri lezyonlarına sebep olurlar.

  • Uyuz etkenleri: Sarcoptes, Demodex ve Otodectes en sık görülen uyuz türleridir. Sarcoptes ve Demodex deriye yerleşir. Otodectes ise kulak uyuzudur. Genel olarak tüm türleri kaşıntı ve lezyonlarla seyreder. Tedavisi oldukça zor, inatçı etkenlerdir. Uyuzla birlikte genelde sekonder bakteriyel lezyonlara da sebebiyet verebilirler.

Dış Parazit Nedenleri

Dış parazit ilaçlamaları (dış parazit aşısı da denir ama esasen rutin bir ilaçlamadır) tam olmayan ve diğer hayvanlarla teması bulunan kedi ve köpeklerde dış parazit daha yaygın şekilde görülebilmektedir. Parazitler başka hayvanların eşyalarını kullanma ve çeşitli mekanizmalar nedeni ile ortaya çıkabilir. Dış parazitin etkilerinin görüldüğü hayvanlardan, kendi hayvanlarınızı uzak tutarak; dış parazitin yayılma ve bulaşma ihtimalinin önüne geçebilirsiniz. Ayrıca köpeğinizi ya da kedinizi gezdirdiğiniz alanda bulunan dış parazit popülasyonlarının fazla olması durumunda sadece evcil hayvanınızı ilaçlamanız yeterli gelmeyebilir. Bu popülasyonun çok olduğu alanlarda etkene yönelik alan ilaçlaması da yapılmalıdır. Hayvanlarınızı sık sık taramak ve incelemek dış parazitin önüne geçmeniz için sizlere büyük olanak sağlayacaktır. Dış parazite sahip hayvanların hangi belirtiler gösterdiğini bilmek siz hayvan sahipleri için oldukça önemlidir.

Dış Parazit Belirtileri

Dış parazite sahip hayvanlarda kaşınma belirtisi yoğun olarak görülmektedir. Hatta yoğun kaşınmadan kaynaklı hayvanların kaşıdıkları bölgelerinde tüy dökülmeleri ve deride lezyonlar da rastlanan diğer belirtiler arasında yer almaktadır. Tüylerin arasına gizlenmiş dış parazitler gözle görülür parazit çeşidi oldukları İçin kolaylıkla fark edilirler. Hayvanlarda yorgunluk, halsizlik, ishal, kusma ve bunun gibi belirtiler de görülebilir.